Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Enes Oruç'la röportaj

Enes Oruç; uzun yıllar hemşirelik görevi yaptıktan sonra Akşehir Devlet Hastanesine Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü olarak atandı. Görev süresinin bitmesinin ardından Konya Dr. Faruk Sükan Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. Enes bey'le hemşirelik mesleğini konuştuk.

Hemşirelik mesleğinin ve idareci olmanin zorlukları nelerdir?

Hemşirelik mesleğinin zorlukları ile ilgili koskoca bir kitap yazılabilir. İnsanın fiziksel ve mental yönden bu kadar yıpratan bir meslek daha varmıdır bilemiyorum. Hani fiziksel açıdan sınırları zorlayan sayısız meslek vardır, yada mental anlamda insanı zorlayan. Hemşirelik ikisinin harmanlanmış hali gibi. Mesela hem insanların en zor zamanlarında onların şifa bulması için belki çocuklarının yapamayacağı şeyler yapıp ardından şifa bulsun diye saatlerce günlerce belki haftalarca emek verdiği kişiler tarafından şiddete maruz kalmaları. Bu o kadar sık yaşanan bir şey ki artık bazı çevrelerce normal bir durum olarak algılanıyor.

İdareciliğin de zor tarafları var tabii ki. Ancak idareci olmanın zorlukları ile; hasta ve hasta yakınlarının, mesai arkadaşı olarak da tabir edebileceğimiz diğer meslek gruplarının baskılarının, emek/kazanç oranındaki inanılmaz eksiklik, gece ile gündüzü karıştıracak seviyede çalışma zamanları gibi sorunlarla boğuşan, bayram tatili deyince aklına ailesi ile birlikte nasıl bir bayram geçireceği değilde ne kadar fazla mesai yapacağı gelen hemşirelerin kısa bir günde yaşadığı problemler ile kıyas edilebileceğini düşünmüyorum.


Hemşirelik mesleginin gelişmesi için yapılması gerekenler nelerdir?

Bence ülkemizde hemşirelik mesleği hizmete bakan yönü ile gelişmiş ülkelerin çok çok üzerinde. Çok değil 20 yıl önceki hemşirelik anlayışı ile şimdiki arasında çok ciddi farklar var. 

Verilen hizmet yönü ile ciddi mesafeler kat edildi ancak hemşirelik mesleğini icra eden arkadaşlarımızın üstün gayretlerine rağmen bir duraklama dönemine girildi. Zira gelişim sadece icra eden grubun çabalarına bağlı değil. Hemşirelik mesleğinde hasta bakımı iletişim teknik bilgi gibi konularda daha iyiye gidilebilmesi için mesleği icra edenlerden ziyade sivil toplum kuruluşlarına özellikle sendikalara iş düşüyor.

Bundan sonra atılacak adımlar hemşireliğin sosyal anlamda daha yaşanılabilir, çekilebilir bir meslek haline getirilmesi, çalışma ortamlarının da 20 yıl öncesinde değil hastayı veya bir hekimi olduğu kadar hemşireyi de merkeze alan bir hale gelmesi, hemşire başına düşen hasta sayısının bir an önce normal seviyelere indirilmesi gibi konular irdelenmeli.

Gelişmiş tabir edilen ancak hemşirelik hizmetleri bizdekinde 10 yıllarca geriden gelen ülkelerle kıyaslandığında bizim hemşirelerimizin 4-6 kat daha fazla iş yükü ile muhatab oldukları istatistiklere yansımış durumda. Bunlar gibi problemler çözülmedikten sonra verilen hizmet anlamında zaten dünyaya fark atmış olan hemşirelerden bu durumu daha ileriye götürmelerini beklemek haksızlık olur.


Hemşirelikte örgütlenme ve sendikal faliyetler yeterli mi? Sendikal faliyetler konusunda meslektaşlarımıza neler önerirsiniz?

Çalışma koşullarının iyileştirilmesi için sivil toplum kuruluşarının güçlü olması, ve her kademesinde hemşirelerin temsil edilmesi gerekir. Maalesef derneklerin bir çoğun demokratik yapı yoksunluğu ve yöneticilerinin sadece belli bir zümreden olması gibi handikaplarından dolayı çalışma koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili faaliyetler minimum seviyede. Hak arama mücadelesi yerine zaten hemşirelerin üzerlerine düşen kısmı tamamlamış oldukları konulara yoğunlaşmış durumdalar. 

Hani demiştik ya mesleğin gelişmesi için artık hemşirelerin iş koşullarının vs daha iyi seviyelere gelmesi gerekiyor diye. Sendikaların faaliyet alanları bu koşulların iyileştirilmesi için daha uygun. Ancak sendikaların her kademesinde hemşire arkadaşlarımızın yer alması için özelde sendikanın yapısı da çok önemli. Sendikanın iç dinamikleri yönetim kademelerini belirlerken tüm üyelere açık şeffaf bir seçime müsaade etmiyorsa o sendikayı desteklemenin de bir anlamı yok.

Direksiyona yön veremediğiniz bir araçla seyahat ediyorsanız gideceğiniz yer sürpriz olabilir. Bu yüzden hem sendikacılığın gelişmesi hem de sendikaların hemşireliğin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik daha çok efor sarf etmesi için bilinçli olarak örgütlenerek doğru sendikada iyi yer tutmak gerekir.


Hemşirelik bölümünü (sağlık memurluğu) secmenizin özel bir sebebi var mıydı? Bu güne kadar bu bölümü tercih ettiğinize hiç pişman oldunuz mu?

Nasip kısmet diyelim. Okulun yaşadığım bölgede olması iş bulma konusunda avantajlı olması gibi klasik nedenlerle tercih ettim. Lise mezuniyetim 28 Şubat dönemine denk geldiği için dönemin vatan hainlerinin uygulamalarından birisi olan üniversite sınavındaki katsayı adaletsizliğinden dolayı farklı bir mesleğe yönelmemizde imkansızdı zaten.

Pişmanlık konusunda ise daha farklı bir bölüm seçme şansımız ortadan kaldırıldığı için içimde bir uhte kaldı sadece. O dönem normal şartlarda tıp fakültesi hukuk fakültesi mimarlık gibi üst düzey bölümlere yetecek puan aldıkları halde en düşük puanlı fakültelere bile yerleşemeyen onlarca arkadaşımda da aynı uhte kaldı.


Kurumunuzda çalışanı ödüllendirmek ve motivasyonu artırmak için bir sisteminiz var mı?

Sistemin elverdiği ölçüde hatta bazen birazda taşarak birşeyler yapmaya çalıştık. Ancak mesleğin zorlukları çalışma şartlarının kötülüğünden dolayı bunlar hep yetersiz kaldı.

Manevi tatmin idarecinin takdiri daha özel birimlerde görevlendirilmek vs güzel şeyler ancak bunlar maddi olarak desteklenmeyince bir dönem sonra monotonlaşıyor.

Bir dönem hastanemizin çalışanlarının da isteği üzerine performans değerlendirme kriterleri oluşturup HBYS üzerinden takibini yaparak en yüksek performans gösteren kişileri ödüllendirmeyi denedik. Teknik anlamda başarılı olduk, yani performans takibini yapabildik. Ancak sadece sistemin elverdiği ölçüde ödüllendirme yapabildiğimiz için en yüksek performansı gösteren arkadaşımıza yaptığımız ödüllendirme (maddi,manevi) kişileri tatmin etmediği gibi performansı en alt seviyede olan arkadaşımızın kazancı ile karşılaştırıldığında ciddi bir anlam ifade etmediği için negatif etkilerini gördük.


Sorumluluk ve yetki verirken eğitim durumunu ve alınan özel kurs ve sertifikaları dikkate alır mısınız?

Kurumun insan kaynakları açısından zenginliği ölçüsünde bunları dikkate alabiliyorsunuz. Kurum hafızası, kurum kültürü, sizden önce planlanıp faaliyete geçirilen birimler ve kişiler, eğitim düzeyi uygun ve sertifika sahibi kişilerin kurumdaki devamlılığı, bu kişilerin sayısı, sizinle veya eğitim durumunun elverdiği birim çalışanları ile uyumu ve şu an aklıma gelmeyen bir çok etkeni de eğitim durumu ile birlikte değerlendirmeniz gerekiyor. Sonuçta bir işletmeyi idare ediyorsunuz, hizmet verdiğiniz kişilere, emanetçisi olduğunuz kuruma karşı sorumluluklarınız var. Mesela lisans mezunu yeni atanan bir hemşire arkadaşımıza sadece lisans mezunu diye bir servisin sorumluluğunu vermek başta kendisi olmak üzere servis çalışanlarını hastaları o servise hasta yatıran hekimleri temizlik çalışanlarını olumsuz etkileyebiliyor. Bazı durumlardada (mesela kurum kültürünü değiştirmek gibi bir hedefiniz var) kişinin yeni olmasından kuruma yabancı olmasından faydalanmanız gerekebilir.


Çalışanlarınz arasında değişim ajanı olanlar ne oranda? Kalite uygulamalarında defans gösteren çalışanlarınıza karşı nasıl bir yol izliyorsunuz?

Cevap vermekte en çok zorlandığım soru bu galiba. Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü olarak görev yaptığım hastanede sağlık hizmeti veren çalışan sayımız çok azdı. Açıkçası kalite konusunda defansif yaklaşımları bir şekilde absorbe ediyorduk. Sürece katkı sağlamaya çalışan arkadaşlarımızın fedakarlıkları sayesinde gelişim ve değişim süreci sekteye uğramadan devam etti. Bu vesile ile o dönem birlikte çalıştığım tüm arkadaşlarıma da tekrar tekrar teşekkür ediyorum.


Hemşirelikte mobbing konusunda neler düşünüyorsunuz? Bir Hemşire mobbinge uğradığı zaman nasıl bir yol izlemelidir?

Mobbing son yıllarda gündemimize giren önemli bir kavram. Ancak henüz neyin mobbing olduğu neyin olmadığı ne idareciler nede çalışanlar tarafından tam anlaşılabilmiş değil. Buna bende dahilim. 

Bir hemşire arkadaşımız mobbinge uğradığını düşündüğü bir durumda mevzuyu öncelikle bir hukukçu ile görüşmeli. Hemşireler için mobbing olarak tabir edebileceğimiz olayların büyük kısmı maalesef hekimlerle yaşanmakta. Üzülerek söylüyorum hekimlerle yaşanan problemlerde hekimin haksız olduğu çokca görülmüş bir durum değil. Hemşirenin birlikte çalıştığı meslektaşları başta olmak üzere haklı haksız demeden herkes hemşirenin karşısında tavır alıyor. Neticede bu konuda fazla mücadele eden hemşire fazla yıpranıyor. Burada meslektaşların tavrına dikkat çekmek istiyorum. Maalesef gerçek böyle.


Akşehir Devlet Hastanesinde Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü yapmaya başladığınızda hedefleriniz nelerdi? Görevde olduğunuz süre zarfında hedefelerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?

Akşehir Devlet Hastanesi konumu gereği bölgenin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sürekli büyümesi gereken çok az sayıda çalışanla çok büyük yükler sırtlanan özel bir hastane. Yeni hastane binasına taşınma sürecimiz vardı bunu hizmeti aksatmadan başardık. Kamu Hastanelerinin kurulması ile birlikte değişen bir çok şeye kurumu adapte etmek gerekiyordu bunun içinde ciddi mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum. Sayısal anlamda inanılmaz derecede yetersiz olmalarına rağmen en ciddi desteği hemşire grubundan aldığımızıda özellikle belirtmek isterim. Bu kadar özverili bir ekiple çalışmak herkese nasip olsun isterim.


Sorumluluğunu yaptığınız calisanlarinizin haklarını her koşulda savunur musunuz? (doktor / hastane yöneticisi vs.)

İdari görevde olduğum sürece elimden geleni yapıyorum. Eğer konu hemşirelik mesleği ise bu konuda çok mesafe kat edilmesi lazım. Mobbing sorusunun cevabında bahsettiğim nedenlerden dolayı bazen hak mücadelesine girmek ile hemşire arkadaşın zarar görmemesini sağlamak aynı şey olmayabiliyor.


Son yapılan düzenlemeyle Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlerinin sadece bayanlardan olabilmesini nasıl değerlendiriyorsuz?

Gülüp geçilecek bir olay. O günün şartlarında öyle bir şey gerekiyormuş demekki. Yalnız fikrin kimden çıktığını bilmek isterdim. Dünyamızın bu tür keskin zekalı değerlere ihtiyacı var.


Hemşirelik meseleğinde daha iyi bir gelecek için eğitimcilere, yöneticilere ve klinisyenlere düşen sorumluluklar nelerdir?

Hemşirelik mesleğinde daha iyi bir gelecek için en büyük sorumluluk şu anda sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Mesleğin tatbiki konusunda zaten dünyada en ön sıralardayız. Bunun daha ileriye gidebilmesi için sosyal hakların daha iyi seviyelere taşınması lazım. Daha iyi bir gelecek, bir ayın en az 9-10 gününü ailesinden ayrı nöbette hak etmediği ve görevi olmayan yüzlerce şeyle uğraşmak yerine sadece kendi işine odaklanmış evine çocuklarına hak ettikleri kadar zaman ayırabilen hemşirelerle yakalanabilir.


Gelecekte hemşire olmak isteyen ve olacak kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Fırsatınız varken kaçın :) :) :)


Röportaj: Serhat GÜN

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال