Emziren annelere 5 altın öneri

Lohusalık ve bebek emzirmek, yeni annenin yaşanılan en zor zamanlardan biri. Bu makalemizde 5 altın öneri ile bu zor durumlardan daha kolay kurtulmanızı sağlayacağız.

1. Lohusalığa hazırlık eğitimi alın egitim

Doğum öncesinde bazı yerlede verilen  “doğum sonrasına hazırlık” eğitimleri hem annelere hem de anneye destek olabilecek kişilere çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Doğru emzirmeyi ve karşılaşabileceği problemleri öğrenen anne, doğumun ardından daha bilinçli ve sakin olabiliyor.

Eşin ve ailenin desteği  çok önemli

İlk haftalar eşin ve aile büyüklerinin desteği çok  önemli olduğu için bu eğitimlere anne adayı olacak kişinin  yalnız katılmaması, elde edilecek yararları katlıyor. Yeni annenin ihtiyaçları, anneyi mutlu ve huzurlu tutmak, gereksiz yere endişelendirmemek, sütünün olmadığına dair şüpheye düşürmemek, biberon, emzik, mama, ek gıda, ballı emzik, şekerli su vs. önermemek gibi konularda babalar, aile büyükleri ve bakıcılar da bilinçlenmiş oluyorlar.

2. Emzirme problemlerini başlamadan fark edin!

En sık karşılaştığımız problem, “algılanan yetersizlik” adı verilen, aslında birkaç müdahale ve yöntem değişikliğiyle düzelebilecek olan süt yetersizliği durumu. Algılanan yetersizlik dememizin nedeni, problemin fizyolojik bir kaynağının olmaması; yani gerçekte vücudun süt üretmemesi  gibi bir problemin olmaması; ancak annenin, sütünün yetersiz olduğunu hissetmesi. Bu noktada çoğunlukla doğru bilgi ve destekle emzirmeyi sağlıklı haline getirmiş oluyor.

Emzirme sorunları;

  • Emzirmeye doğumun ardından geç başlama

  • Sık emzirmeme hali

  • Saate bağlı emzirme (3 Saatte bir emzirip, aralarda bebek istese de emzirmeme) durumu

  • Gece emzirmeme durumu

  • Kısa emzirme

  • Biberon emzik kullanımı

  • Ek besinlere erken başlama

  • Bebeğe su verme

  • Memeye kötü yerleşim

  • Annenin kaygıları

  • Annenin stresi, yorgun olması

  • Doğum sonrası hüzünü

  • Depresyon gibi sebepler emzirme sorunlarının oluşmasına neden olabiliyor.

Nadiren de olsa  karşılaşılan; alkol, sigara ya da ilaç kullanımı, doğum esnasında rahimde plasenta parçası kalması, meme gelişiminde bozukluklar, bebekteki anomaliler gibi sebeplerle de emzirme problemlerine neden olabiliyor.

3. Bir emzirme danışmanından destek alınmalı

Hamileyken emzirmeye adına bilgi sahibi olmak ve kendisini lohusalığa tam hazır hissetmek isteyen ya da doğumun ardından yetersiz derecede sütü olduğunu düşünen, bebeği yetersiz seviyede kilo alan, biberon ve mamayı bırakmak isteyen, bebeği meme emmek istemeyen, meme ucunda ağrı, acı ya da yara olan, meme ucu düz veya içe çökük olan, fazla süt üretimi olan, işe başlayacak olan ya da aklında emzirmeyle ilgili sorular olan tüm anneler emzirme danışmanına başvurarak destek almalıdır.

Bir emzirme danışmanıyla birlikte çalışmak annelerin ilk başta içini çok rahatlatmış oluyor. Her problemde ulaşabilecekleri birinin varlığı, gece da olsa her an bir telefonun ucunda olduğunu bilmek, gerektiği taktirde  arayıp ulaşmak ve probleme anında müdahale etmek birçok halde emzirme sorunlarının çok başında engellenmesini sağlıyor.

4. Emzirmeye doğru bir başlangıç yapmalısınız

Doğumun ardından, eğer mümkünse ilk dakikalarda, değilse 1 saat içinde bebeğin anne memesiyle buluşabilmesi, emzirmeye doğru bir başlangıç yapmak adına çok önemlidir. Özellikle birinci ayda bebek uyusa bile belirli aralıklarla uyandırıp emzirmek, sonraki aylarda da bebek her istediği zaman  emzirmek gerekmektedir. Bebeğin memeyi tam olarak kavraması, dudaklarının dışa dönük olması, ağzına memenin alabileceği kadar büyük kısmını alması, emzirdiği esnada  memede acı, yara olmaması, annenin ve bebeğin doğru yolda olduğuna işaret etmektedir.

”Kucağa alışır, anneci olur, kucakçı olur” diye sözlere aldırmadan, hayatlarının ilk dönemlerinde bütün bebekleri her istedikleri zaman  emzirmek, bol bol memede tutabilmek gerekiyor. Babywearing, bebek masajı, çıplak ten teması gibi annenin teniyle bebeğin teninin temas halinde olduğu uygulamalar da emzirme başarısını artırmış oluyor.

“İdeal emzirme süresi” var mıdır?

Çoğunlukla, bebeğin her bir memeyi 15 dakika süresince emmesi gerektiğini söylenir ama özellikle ilk günlerde bu pek mümkün olmamaktadır. Çünkü bebek uyumayı çok ister, zor uyandırılır, birkaç dakika emmenin ardından yeniden uyuyakalır. Bu sebeple bebeği uyandırarak mümkün olduğunca  en uzun şekilde emzirmeyi ve bunu günde en az 10-12 kez yapmak önerilmektedir. Bir memede beş dakikadan az, 30 dakikadan fazla kalmak önerilmemektedir. Aylar ilerledikçebebeğin büyüyüp güçlenmesiyle emme süreleri kısalabilir, emme aralıkları açılabilir. Beş aylık bir bebeğin annesinin memesindeki tüm sütü içmesi yalnızca birkaç dakika sürmektedir. Bu sebeple her bebeği kendi şartlarına, ayına, sağlık durumuna göre değerlendirmek daha doğru olacaktır.

5. En az 2 yıl emzirilmeli

Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin en az iki yıl boyunca emzirilmesini tavsiye etmektedir ve bir üst sınır belirtmiyor. İlk 6 ay yalnızca anne sütü almak şartıyla, en az iki yıl olması kaydıyla bebek bırakana kadar emzirmeye devam edilmelidir. Anne sütünün besin değeri, bebeğin içinde bulunduğu ayın ve yaşın gereklerine göre değişiklik göstermektedir ancak koruyuculuğu hiçbir zaman azalmaz. Dolayısıyla “artık ihtiyacı kalmadı” şeklinde yorumlanarak emzirmeyi sonlandırmamak, bebek bırakana kadar emzirmeyi sürdürmek en sağlıklı olanıdır. Emzirme süresi arttıkça, annenin meme kanseri, yumurtalık kanseri riski de azalmış oluyor.

KAYNAK: Hemsire.Com

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال