Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemidir. Bu çerçevede kanserden korunmak büyük önem arz etmektedir. Kanserli olguların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkilidir.
Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilmektedir. Çevresel etkenler kanser oluşumunda % 90-95 oranında etkilidir. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, hareketsiz yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacaktır. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunulabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmektedir.
Kanser, dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemidir ve toplumlarda önemli bir sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol açmaktadır. Bunun yanısıra kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır.
Ülkemizde bir yıl içerisinde yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır.
Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşüktür. Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir.
Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir. Bir yıl içinde toplam 17.000’den fazla kadına meme kanseri teşhisi konulmuştur.
Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür. Gençlerde ise (15-24 yaş grubu) erkeklerde testis kanseri, kadınlarda ise tiroid kanseri ilk sıralarda yer almaktadır.
“Dünya Kanser Günü” her yıl 4 Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır.
Bireyler ve toplumlar, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, tütün ürünlerinden uzak durulması, fiziksel aktivitenin arttırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenecektir.
Kanser önlenebilir bir hastalıktır
Kanser %90 çevresel,%10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmakta çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyada her geçen gün daha fazla insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Küresel olarak tütün kullanımı hala en önemli risk faktörü olup, her yıl 5 milyon kanser ölümünün ve tüm kanser ölümlerinin %22 sinin sorumlusudur.
Erken teşhis hayat kurtarır
Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını arttırmaktadır. Bu nedenle, kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini arttırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı arttırmalıdır. Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir.
Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 208 adet KETEM mevcuttur. Yeni KETEM’ler olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay Sağlıklı Yaşam Merkezi şeklinde planlanmakta olup tarama oranlarımız yeni açılan KETEM’lerle birlikte giderek artmaktadır.
Bireyler de kendi vücutları hakkında bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik edilmelidirler. Sağlık çalışanları ve bireyler erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Çünkü erken teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır.
İlgili içerikler;
Meme kanserinde ilaçlı dönem
Cilt kanserinden korunma yolları
Böbrek kanseri ve hemşirelik uygulamaları
KAYNAK: saglik.gov.tr