Ankilozan Spondilit her yüz kişiden birinde görülebilen bir tür iltihaplı romatizmadır.
Ankilozan Spondilit omurgadaki hareket kısıtlılığına sebep olan bir tür iltihaplı romatizma hastalığıdır. Hastalığının neden olduğu, omurgaya esneklik kazandıran bağların kemikleşmesinin ardından, omurga sanki alçıya alınmış gibi kaskatı kesilir.
Ankilozan Spondilit hastalığının belirtileri nelerdir?
Genellikle hastalık 40 yaşından önce başlamaktadır. Genellikle 20 yaş civarında daha sık görülür. Kadınlarda bu yaş 30 civarı olmaktadır. Omurganın haricinde, yine hastalığa bağlı olarak gözde ve bağırsaklarda da iltihap gelişebilmektedir.
- Üç aydan uzun devam eden istirahatteyken gelişen bel ve kalça ağrınız / tutukluğunuz var ise
- Hareket ile birlikte ağrılarınız azalıyor veya geçiyorsa,
- 40 yaşından gençseniz,
- Ağrı kesici aldığınızda azalıyor veya kayboluyorsa
- Boyun - bel hareketlerinde ve nefes alıp verdiğinizde göğüs kafesinizde ağrı ve kısıtlılığınız (katılık hissi) varsa
mutlaka bir romatoloji uzmanına başvurmanız gerekir.
Hastalığın nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?
Bu hastalığa henüz neyin neden olduğu bilinmemektedir. Ancak HLA-B27 genine sahip olanların bu hastalığa yakalanma riski daha fazla olmaktadır. Ülkemizde bu hastalığa yakalanan kişilerin 5‘te 4’ü bu gene sahiptirler. Orta - Kuzey Avrupa’daki hastaların ise %95-99’u bu geni taşır. Bu sebeple kalıtım bu hastalıktan en büyük faktördür.
Ankilozan Spondilit hastalığı erkekleri 2 kat daha fazla etkilemektedir. Kadınlardan hastalığın seyri daha yavaştır. Çoğunlukla hastalığın adı çok bilinmediği için romatoloji uzmanına gidilmesi gerekirken, bel fıtığı hastası olduğunu zannetmekte ve yanlış doktora başvurmuş olmaktadırlar.
Ankilozan Spondilit tanısı nasıl konmaktadır?
- Öncelikle romatoloji uzmanına başvurulduğundan çoğu hastalıkta olduğu gibi aile öyküsü öğrenilir.
- Görüntüleme testleri
- Direk filmler aracılığı ile spondilitin etkilediği eklemlerin görüntüleri görülebilir.
- Manyetik rezonans görüntüleme(MRI); Radyo dalgaları kullanılarak alınan bir görüntüleme şekli olup, omografiden daha hassas olduğundan, bugün artık tomografinin yerini almıştır. Hastalığın erken dönemlerde fark edilmesi için çok yaygındır.
Tedavi yöntemleri
Ne yazık ki kesin bir tedavi yoktur. Tedavinin asıl amacı ağrı ve tutukluğu gidermek, omurgadaki sakatlık ve komplikasyonları en aza indirmektir.
- İlaçlar:
Nonsteridal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ, ümör nekroze edici faktör blokerleri;
Anti-TNF
Infliximab (Remicade)
Adalimumab (Humira)
Etanercept (Enbrel)
Golimumab (Simponi)
Certolizumab pegol (Cimzia) tavsiye edilmektedir.
- Egzersiz:
Egzersiz bu hastalığın çözümü olmazsa olmazdır. Eklem hareket açıklığı ve germe egzersizleri, hastanın duruş ve esnekliğinin korunması için son derece önemlidir.. Bunlar boyun, sırt ve bel için germe; göğüs kafesinin esnekliğini (akciğer kapasitesini) korumak için solunum egzersizleri gibi egzersiz çeşitleridir.
Ayrıca, mümkün olduğunca yastığınızı alçak tutun, yatak ve yastığınız omurganızın şeklini alabilen (visko-elastik) özellikte olmasına dikkat edilmelidir.
KAYNAK: Hemsire.Com