Hasta Bilgileri:
Adı-Soyadı: M.K
Yaşı: 58
Cinsiyeti: Kadın
Medeni Durumu: Bekar (eşinden ayrı/vefat etmiş olabilir)
Mesleği: Ev hanımı
Yaşam Şekli: Yalnız yaşıyor
Çocukları: Üç erişkin çocuğu var
Başvuru Nedeni:
M.K, ailesinin kendisine yeterince önem vermediğini, yalnız olduğunu ve hayatının artık yaşanacak bir yanı kalmadığını düşünerek, intihar amaçlı sabaha karşı bir kutu ilaç içmiştir. Sabah saatlerinde kapısını çalan komşusu, kapının açılmaması üzerine endişelenerek polise ve sağlık ekiplerine haber vermiştir. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından bilinci açık halde hastaneye kaldırılmıştır. Acil serviste gerekli tıbbi müdahaleler yapılarak hastanın midesi yıkanmış ve dahiliye yoğun bakım ünitesine (D.Y.B.Ü) yatırılmıştır.
Hastaneye Kabul Süreci ve Klinik Gözlemler:
M.K., bilinci açık ancak kaygılı ve tedirgin bir şekilde yoğun bakım ünitesine yatırılmıştır. Hastanın huzursuz olduğu, sürekli olarak hastaneden ayrılmak istediğini dile getirdiği ve anksiyete belirtileri gösterdiği gözlemlenmiştir.
Hastanın kullandığı ilaç bilinmediği için acil müdahale ekibi tarafından damar yolu açılmış ve olası toksikolojik etkilerin belirlenmesi amacıyla kan örnekleri laboratuvara gönderilmiştir. Ayrıca hasta, psikiyatri servisi tarafından değerlendirilmek üzere gözlem altına alınmıştır.
Hasta ile Yapılan Görüşme:
Hastayı sakinleştirmek ve durumunu değerlendirmek amacıyla psikiyatri uzmanı ile görüşme yapılmıştır. Görüşmede hasta şu ifadeleri kullanmıştır:
- Maddi durumunun kötü olduğunu, hastanede kalmaya devam edemeyeceğini düşündüğünü belirtmiştir.
- Ailesinin kendisini önemsemediğini, yalnız kaldığını ve değersiz hissettiğini söylemiştir.
- Geleceğe dair umutsuz olduğunu, yaşamının artık anlam taşımadığını dile getirmiştir.
- İntihar girişimi nedeniyle pişmanlık duyduğunu ve bir daha tekrarlamayacağını ifade etmiştir.
Psikiyatri uzmanı tarafından hastaya:
- Dahiliye yoğun bakım ünitesinde kaldığı sürede herhangi bir ücret ödemeyeceği bilgisi verilmiş, bu konuda rahat olması gerektiği söylenmiştir.
- Yaşamın değerli olduğu, yaşadığı zorlukların üstesinden gelebileceği belirtilmiştir.
- Çocuklarının kendisini merak ettiği ve ziyarete gelecekleri bilgisi verilerek duygusal destek sağlanmaya çalışılmıştır.
- Hastanın psikolojik durumu hakkında daha detaylı bir değerlendirme yapılacağı ve uygun destekleyici tedavi programının oluşturulacağı ifade edilmiştir.
Ön Değerlendirme ve Tanısal Düşünceler:
Ön tanılar:
- Majör Depresif Bozukluk (MDD) – Orta veya Şiddetli Derecede
- Anksiyete Bozukluğu
- Suicidal Davranış Geçmişi
Hastanın yalnız yaşaması, sosyal desteğinin sınırlı olması, ekonomik kaygılar yaşaması ve depresif belirtiler göstermesi, depresyonun temel etkenleri olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, intihar girişimi öncesinde çaresizlik ve umutsuzluk hissetmesi, majör depresif bozukluk tanısını destekleyen önemli unsurlardır.
Hastanın daha önce benzer bir girişimi olup olmadığı, geçmişte herhangi bir psikiyatrik tedavi alıp almadığı detaylı olarak araştırılmalıdır.
Tedavi ve Müdahale Planı:
- Farmakolojik Tedavi:
- Hastanın psikiyatrik değerlendirmesine göre SSRI veya SNRI grubu antidepresan ilaç başlanabilir.
- Anksiyete düzeyinin yüksek olması nedeniyle kısa süreli benzodiazepin tedavisi düşünülebilir.
- Suicidal riski nedeniyle yatış süresince psikiyatri takibi önerilir.
Psikoterapi:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile hastanın olumsuz düşünce kalıpları üzerinde çalışılması planlanmalıdır.- Ailesiyle olan iletişimi güçlendirmek için aile terapisi önerilebilir.
- Duygusal destek sağlamak adına hastanın sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Psikososyal Destek:
Sosyal hizmet birimiyle iletişime geçilerek hastanın maddi sıkıntılarının çözülmesi için gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır.- Hastanın yalnız yaşaması nedeniyle, yerel destek gruplarına veya sosyal yardım kuruluşlarına yönlendirilmesi düşünülmelidir.
- Hastanın taburculuk sonrası takip sürecinin düzenli şekilde sağlanması için belirli periyotlarla psikiyatri kontrolleri planlanmalıdır.
Sonuç ve Öneriler:
M.K.’nın hastaneye yatırılması sonrası gösterdiği pişmanlık ve anksiyete belirtileri, akut müdahalenin etkili olduğunu düşündürmektedir. Ancak, hastanın intihar riski tamamen ortadan kalkmamış olabilir. Bu nedenle hastanın uzun vadeli psikiyatrik takibi, düzenli kontrolleri ve sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Psikiyatri ekibi, hastanın taburculuk sonrası düzenli takip edilmesini ve aile desteğinin sağlanmasını önermektedir. Ayrıca, hastaya umut verici bir bakış açısı kazandırmak için psikoterapötik desteklerin devam etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Hemsire.Com | Hemşirelik Akademisi