"Bu şehri görmediyseniz en güzelini henüz görmediniz" diye karşılar şehrin girişindeki tabela sizi. Şehzadeler şehrini merak ediyorsanız bu tabelayla %100 artar tabi bu merakınız.
Yıldırım Beyazıt'tan Fatih Sultan Mehmet'e, ordan Yavuz Sultan Selim'e kadar çoğu padişahın şehzadelik yapması nedeniyle "Şehzadeler Şehri" olrak anılmaktadır.O dönemlerde sınır boylarına şehzade olarak gönderilip, devlet yönetimini öğrendikleri yer olmasından dolayı Osmanlı tarihine kazınmıştır. Şehrin birçok yerinde şehzade heykelleri sizi osmanlı dönemine götürmekte.
Ülkemizin büyük akarsularından Yeşilırmak'ın etrafına kurulmus olan şehir çokça tarihi yapı bulunduruyor. Yeşilırmak'ın kenarına sıralanmış geleneksel Osmanlı evleri gündüzünde manzarayı tamamladığı gibi, gecesinde de tam anlamıyla büyülüyor. Geleneksel Osmanlı evleri restore edilmiş; kafe, bar, otel, restoran olarak işletilmekte.Geceleri bu tarihi evler ışıklamdırıldığında ise Badapeşte'nin ışıklı gece manzarasını aratmamakta. Aynı zamanda şehri çevreleyen dağın üzerindeki kaya mezarlıklarınu da ışıklandırmışlar, bu sayede tarihi dokuyu hem gece hem gündüz seyredebiliyorsunuz.
Fatih Sultan Mehmet döneminin en ünlü hekim ve cerrahlarından olan Sabuncuoğlu Şerefeddin ve modern tıbbın temellerini atmış ve Amasya'da yaşamış. Açmış olduğu hastane günümüzde müze haline getirilmiş.Müzeyi gezerken; günümüzde ameliyetlarda kullanılan cerrahi malzemelerin birçoğuyla aynı; o dönem cerrahi aletlerini görebilirsiniz. Bitkilerden elde edilen ilaçları,ruh hastalarını su ve müzikle terapiye aldıklarını da müzeyi gezerken öğreniyoruz.Sabuncuoğlu Şerefeddin modern tıbbın problemlerini önceden saptamış olmalı ki: " Vicdanın daima hırsının önüne geçsin." sözünü söyleyerek adeta günümüz sağlık sistemini eleştirmiştir.
Bir şehirde şehzade yetişir, doktor yetişir de peki hiç aşık yetişmez büyük aşklar yaşanmaz mı? Amasya denilince Ferhat ile Şirin gelir illaki. Ferhat ile Şirin aşkının bir efsane değil ne yüce bir aşl olduğunu; Ferhat'ın su getirmek için dağın içinde açtığı su kanalları boyunca yürüyünce daha iyi anlamış oluyoruz.
Züleyha ÇİMEN