İçinde bulunduğumuz pandemi süreci, bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini korumada hemşirenin rolünü bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hemşireler bilimsel ve bütüncül profesyonel bakımlarını sunarken, kimi zaman hastanın haklarının savunucusu, kimi zaman refakatçisi, kimi zamanda hastanın umutsuzluğunu bir tebessümüyle umuda çeviren olmuştur. Rüştünü her türlü zor durumda tescil eden tüm meslektaşlarımı canı gönülden tebrik ediyorum.
Gözlemlediğim kadarıyla bu dönemde meslektaşlarımızda büyük bir meslek bilinci uyanmıştır. Hemşireler biraz daha özgüven biraz daha mesleki farkındalık kazanmıştır. Şüphesiz ki bu bilinç çoğu özlük hakkı kazanımından çok daha kıymetlidir. Çünkü gücünün ve etkisinin farkına varan hemşirelik mesleği mensupları özlük haklarının kazanımılarınıda, maddi manevi kazanımlarınıda çok daha kolay elde edecektir.
Kolektif anlamda hemşirelik üst kimliğinde örgütlenip; akademisyen, klinisyen, öğrenci olarak aynı ilke ve değerler üzerinde, ortak söylemler oluşturmalıdır. Ve örgütlülüğün gücü olan biz kavramının gücünü her BİR'den aldığını unutmamak gerekiyor. Hemşireler hak ettiği değeri ancak bu şekilde alabilecektir.
Toplumumuzun sağlığının garantisi olan hemşirelik mesleğinin, toplum yararına üst düzeyde nitelikli ve güvenilir hizmet verecek özerk bir sağlık disiplini olması ve sağlık sisteminin daha da güçlenmesi için karar vericilerin ve halkın desteği gerekmektedir.