“İnanın ameliyattan korkmuyorum, ancak anesteziden çok korkuyorum.” Hastalarımızdan en sık duyduğumuz cümlelerden bir tanesidir. Oysa ki anestezi olmadan ameliyatın ne kadar zor olduğunu görseler.
Ameliyat, anestezi altında yapıldığından dolayı korkulan bir şey olmaktan çıkmış oluyor. Anestezi ağrıyı ve bilinci tümüyle ortadan kaldırarak hastaya konfor sağlamaktadır, ayrıca hastanın hareketini engelleyip kas gevşemesi yaparak doktora da çalışma kolaylığı ve rahat bir cerrahi alan sunmaktadır. Anestezide sağlanan ilerlemeler sebebiyle cerrahi bilimler bu derece gelişmiş oldu. Ancak tüm bunları bilmek bile anestezi korkusunun önüne geçemiyor.
Anestezi korkusu nedir?
Elbette bu korkunun anlaşılır bir yönü bulunmaktadır. Anestezinin yol açtığı bilinç kaybı ile birlikte hasta, kendi üzerinde hiçbir kontrolünün sağlayamadığı geçici bir döneme rıza göstermiş olmaktadır. Hiçbir şekilde denetleyemeyeceği, kontrolünün altından çıkacak bir sürece girmenin kişiye rahatsızlık vermesi, beklenen bir durum. Sonuçta bu korku bilinmeyenden kontrol edilemeyenden duyulan korku türüdür. Kişinin anestezi ile ilgili korkuları iki ana başlık altında incelenebilir.
Ya uyuyamazsam?
Anestezi almak trafiğe çıkmaktan daha güvenli!
Modern anestezi pratiğinde yeni ve kısa etkili, yan etki oranları düşük anestezi ilaçlarının gelişmesinin ardından, “fazla narkoz verildiği” ya da “ hasta narkozu kaldıramadığı” için anesteziden uyanamamak gibi bir durum söz konusu değildir.
Anestezi bir bilim dalıdır, kanıta dayalı tıbbın verilerini dayanarak kendi kurallarını oluşturmaktadır. Teorik olarak anestezinin pek çok komplikasyonu olabilse de, pratikte tam donanımlı bir hastanede ehil bir anestezi ekibi sayesinde yapılan anestezi uygulamasının, aracınızla trafiğe çıkmaktan daha güvenli olduğu düşünülebilir. Bu durum istatistiksel verilerle tercüme edildiğinde; bundan 30 yıl önce 3000 anestezi uygulamasından sadece birinde anesteziye bağlı hasta kaybedilirken bugün bu ihtimal 20 000 anestezi uygulamasında 1, hatta geniş çaplı yeni bir çalışmaya göre 185 000’de 1 olarak belirlenmiştir. Sonuçların da söylediği gibi anestezi ilaçlarının, yöntemlerinin, monitorizasyon olanaklarının genişlemesi ve anestezi hekimlerinin sayıca artması her geçen gün anestezinin güvenirliğini de yükseltmektedir.
Anestezi vücutta kalıcı hasarlara sebep olur mu?
Hastaların bir diğer korkusu ise , anestezinin kişinin zihinsel fonksiyonlarında kalıcı bir bozukluğa neden olabileceği düşüncesidir. Hastalar bu korkularını tam anlamıyla açıklayamasalar da, örneğin yakın zamanlarda birkaç defa anestezi almanın beyin işlevlerini etkileyebileceğine yönelik ya da vücutta birikerek kalıcı organ hasarlarına neden olabileceği şeklinde kaygıları olabilmektedir. Özellikle çocukları söz konusu olduğunda bu kaygılar en yüksek seviyeye gelmektedir. Anestezinin, çocuğun zihinsel ve motor gelişiminde olumsuz etkileri olabileceğinden korkmaktadırlar. Bu tip korkuların günümüzde hiçbir bilimsel ve tıbbi olarak dayanağı olmadığı rahatlıkla söylenebilmektedir. Şu anki bilgilerle anestezinin beyin fonksiyonlarında herhangi bir olumsuz etkisi kanıtlanamamıştır. Ayrıca yeni ilaçlar kısa etkili ve güvenlik marjlarıda olabildiğince geniştir, uygun ilaç seçimi ve uygun dozaj ile üst üste anestezi uygulamaları bebekler için bile kolayca tolere edilebilir hale gelmiştir.
Anesteziden uyanamama korkusu nasıl tanımlanır?
Tıpta Anestezi Altındaki Farkındalık olarak bilinilen bu durum. Yani ameliyat sırasında bazı şeyleri duyabilmek, kendisine yapılanların farkında olabilmek, ancak kaslar aktif olmadığından dolayı sesini duyurup kendini ifade edememek. “Anestezi” isimli film tamda bu konuya değinmektedir. Ancak filmde tarif edilmekte olan anestezi altında uyanıklık hali tıbben mümkün değildir. Tıbbın tanımladığı farkındalık olayıo literatürde her 1000 anestezi uygulamasından yalnızca 1 veya 2’sinde görülebilmekte ve çoğunlukla ağrı hissedilmeden ameliyattan kısa kısa anların sonradan hatırlanması şeklindedir.
Hastalar sayıklamaktan da korkmaktadır!
Hastaların bir çoğunda ise anestezi ile ilgili ilginç bir kaygı daha gözlemlenmektedir; anesteziden uyanırken kontrol edemedikleri bazı şeyler söyleme kaygısı bulunmaktadır. Bu sebeple iyice komple uyanmadan yakınlarının yanına gönderilmemeyi özellikle rica eden hastalar var. Gerçekten de anesteziden uyandıktan sonraki ilk dönem sonradan pek hatırlanamayabiliyor, ancak hastalar bu anlarını hatırlamasalar da son derece normal ve mantıklı konuşuyorlar, saçma konuşmalar veya itiraflarla hiç karşılaşılmıyor. Zaten kendi güvenlikleri sebebiyle iyice kendilerine gelene kadar hastalar uyanma odasında takip edilip sonra odalarına gönderilmektedir.
Anestezi emin ellerden alınırsa kaygılar azalır!
En sık kullanılmakta olan ağrı kesicinin prospektüsü okunduğunda bile pek çok istenmeyen etkinin alt alta sıralanabildiği görülür. Elbette anestezinin de olası komplikasyonları vardır. Ama kişi sağlığı için herhangi bir ameliyat olamaya karar verdiyse anestezi korkusu ile baş etmenin en iyi yolu, kendisini teslim etmek amacıyla tam donanımlı bir hastane ve deneyimli bir anestezi ekibi tercih etmelidir. Hem ameliyat öncesi hem de sonrası anestezi doktoruyla görüşerek hem kendisiyle ilgili tüm bilgileri uzman doktora aktarıp hem de tüm sorularını ve kaygılarını paylaşabilmesidir. Anestezi süreci ile ilgili ne kadar çok bilgi sahibi olursa kaygılar da o kadar azalmaktadır.
KAYNAK: Hemsire.Com
Anestezi aslında halk arasında bahsedilen gibi çok korkunç bir şey mi? Ya uyanamazsam diyen birçok hastaya aslında öyle olmadığını bu makalemizde belirtelim.
Daha fazlası:
Sağlık