Vücut florasını bilmek önemlidir. İnfekte olan bölgede florada bulunan mikroorganizmaların bilinmesi, bir infeksiyon yerinden izole edilen mikroorganizmaların önemini vurgular. Flora bakterileri patojen mikroorganizmaların üremesini zorlaştırır.
VÜCUDUN NORMAL FLORASI
İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde gruplanmış, organizmaya zarar vermeyen hatta yarar sağlayan topluluklarına vücudun normal florası denir. İnsan vücudunun değişik bölgelerinin farklı florası vardır.
Kalıcı Flora, genellikle değişmeyen, zorla ortadan aldırılsa bile kısa sürede tekrar oluşan floradır. Normal şartlarda florada kaldıkları sürece hastalık yapmayan ancak uygun koşullarda (direncin düşmesi, kemoterapi, flora dengesinin bozulması gibi ) hastalık oluşturan fırsatçı patojen (opportünist) denir.
Kalıcı floranın önemi
Kalıcı floradaki mikrorganizmalar kommensaldir. Bazıları K vitamini sentez ederler, besinlerin sindirimine yardım ederler. Mukoza ve deri üzerinde kalıcı flora “interferens” yoluyla patojenlerin yerleşmesini önleyici koruyucu etki yaparlar.
İnterferens : Özgül epiter reseptörleri deri florasınca doyurulur, diğerleri tutunamaz. Besin maddeleri ve yerleşme yerleri için patojen bakterilerle yarış durumundadırlar.
Geçici Flora; vücudun çeşitli bölgelerinde kalıcı floranın yanında çoğu apatojen, bir kısmı patojen birkaç saat, gün hatta hafta bulunduktan sonra kaybolan mikroorganizma topluluğudur. Kaybolduktan sonra tekrar oluşmaz. Çoğu fırsatcı patojendir. Floradaki çoğu mikroorganizma kommensal, bir kısmı mutualdir. Bazıları bizi dışarıdan gelecek hastalık etkenlerinden korur.
FLORANIN BLUNDUĞU YERLER
Deri Florası
Koltuk altı, kasık, kadınların göğüs altı gibi kat yerlerinde bulunurlar. Banyo ile flora kaybolmaz, cerrahl sterilizasyondan sonra tekrar oluşurlar. Nem, pH, ter ve giyinmeye bağlıdırlar.
Ağız Florası
Dişler çıkmadan önce ve çıktıktan sonra farklıdır. Dişler çıkmadan önce, Stafilokoklar, Streptokoklar, Neisseria grubu bakteriler, korine bakteriler, dişler çıktıktan sonra, anaeroblar, bakterioidesler, fuziform basiller, görülür. Diş çürümesi, Streptococcus ve peptostreptococcus cinsi bakteriler tarafından oluşturulan asitler nedeniyle meyadana gelir.
Sindirim Kanalı Florası
Farinkste hemoliz yapmayan streptokoklar, staflokoklar, özefagusta tükrük ve besin maddeleri ile oluşan seyrek bir floradır. Midede asit ortamdan dolayı mikroorganizma bulunmaz. Sadece Hellbacter pylori mukus tabakasının içinde bulunur. Barsak florasında duodenumdan başlayarak kalın barsağa doğru gittikçe artan sayıda flora bakterilerdir. Dışkının %10-20’si bakterlerden meydana gelir. Floranın %96-99’u anaerob bakterilerden meydana gelir.
Solunum Florası
Burunda, alfa hemolitik streptokoklar, Neisserialar, stafilokoklar, difteroid basillerdir. Larinks ve trakeaya inildikçe azalır, bronşlarda bulunmazlar.
Göz Florası
Corynebacterium xerosis, Moraxella, Stafilokoklar, Streptokoklar. Vagina Florası yaşa bağlı olarak değişir. Doğumdan sonra anne hormonları anneninkine benzeyen aerob laktobasillerdir (Doederlein basilleri). Puberteye kadar karışık stafîlokoklar ve streptkoklar görülür. Puberteden sonra laktobasiller. Bu bakteriler asit pH meydana getirirler. Menapozdan sonra tekrar laktobasiller kaybolur ve karışık flora meydana gelir.
Genitoüriner Florası
Sağlıklı kişide böbrek, üreterler, mesane ve üretra’nın üst kısmıda sterildir. Erkek ve kadında üretranın alt kısmında Gram pozitif bakteri bulunabilir.