Psikotik bozukluklar çok sayıda sendromu içeren nörobiyolojik beyin hastalıklarıdır. Beyindeki fonksiyon bozukluklarının neden olduğu davranışlar, genellikle uzun süreli ve anlaşılması güç olduğundan, psikotik bozukluğu olan bireylere bakım vermek hemşireler için üstesinden gelinmesi zor bir durumdur.
Psikotik bozukluklar, hangi alanda çalışırsa çalışsın hemşirenin karşılaşabileceği durumlardır. Cerrahi ve dahili hastalıklara bağlı psikozlar gelişebildiği gibi psikotik bozuklukları olan hastaların bedensel ve fizyolojik sorunlar ve hastalıkları da olabilmektedir.
Bu nedenle hemşireler cerrahi ve dahili hastalıkları olan bireylerle çalışırken bireylerde görülen davranış sorunlarını da tanımlayabilmeli ve bakım planına bu tür sorunları dahil edebilmelidirler.
Psikotik bozukluklar başlığı altında şizofreni, şizoaffektif bozukluk, delüzyonel bozukluk, paylaşılan psikoz, tıbbi durumlara bağlı psikozlar ve madde bağımlılığına bağlı psikozlar yer almaktadır.
Psikoz yaşayan hastalar genellikle kendi deneyimlerinden korkarlar, zamanla ağır yeti yitimi olur, yakın ilişkiler kuramazlar ve topluma yabancılaşma eğilimleri vardır. En sık görülen psikotik tablo olan şizofreni, genç yaşlarda başlayan; düşünce, duygu ve davranışlarda önemli bozukluklarla seyreden, insanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaştığı bir bozukluktur.
Şizofreni genellikle 15-40 yaş sınırında, içinde her tür stresle başlayabilmekte; tüm kültürlerde ve bütün sosyo ekonomik gruplarda görülebilmektedir. Etiyolojisi açısından görüşler genellikle “organik” ve “psikososyal” olmak üzere 2 ana grupta toplanmışsa da, genellikle her iki görüşteki etkenlerin bir arada ele alınması gerektiği kabul edilmektedir.
Bozukluğun tipik bir başlangıç biçimi yoktur. Belirtiler kısa bir zamanda ortaya çıkabileceği gibi, sinsi ve yavaş olarak da gelişebilir. Genellikle ilgi azalması, kendi bedeni ve kendi düşünceleri ile aşırı uğraşma, zamanın akışına aldırmazlık gibi belirtilerle başlar. Bazı akut tiplerde algı bozulur, düşüncede dağınıklık olabilir. Hastalığın gidişi, alevlenme dönemleri ve kısmi reaksiyonlar şeklindedir.
İyileşme oranı literatürde % 10–60 olarak belirtilmektedir. Psikotik bozuklukların klinik tablosunda, hastada vurdumduymazlık, ilgisizlik, donukluk görülür. Hasta, çekingen-ürkek görünümdedir, bakımsız ve dağınıktır, temizliğine özen göstermez. Derin duygularda kayıp vardır. Olaylara karşı heyecansal tepkilerde azalma veya tepkisizlik (apati), bazı hastalarda da gerçek duruma uymayan, garip, acayip duygulanım görülür. Yersiz gülme ve ağlamalar olabilir. Hastalığa içgörü genellikle yoktur ancak, kişi, zaman, yer yönelimi (oryantasyonu) tamdır. Varsanı (Halüsinasyon) ve yanılsamalar (illüzyon) psikotik hastalarda görülen önemli algı bozukluklarıdır.
Şizofrenide işitme varsanıları daha yaygındır. Bu sesler emir veren, suçlayan sesler olabilir. Düşünce içeriğinde ve akışında bozulmalar olur. Düşünce ve davranışlarının dışardan kontrol edildiği veya kendisinin dışarıyı kontrol altında tuttuğu (güneşi doğurmak, zelzeleyi engellemek) gibi sanrılar (hezeyanlar) olabilir. Referans fikirleri vardır.
Düşünce akışında hızlanma, çağrışım bozukluğu, yen. kelimeler türetme (neolojizm). söyleneni tekrar etme (ekolali), anlamsız konuşmalar (verbijerasyon), kafiyeli konuşma (klang çağrışım) görülebilir. Konusmada düzensizlik ve dağınıklık, hızlanma, yavaşlama, fakirleşme, kalıplaşmış yinelemeler, hiç konuşmama (mutizm), çocuksuluk, çok konuşma, duruma uygun olmayan yanıtlar verme gibi özellikler görülür.
Psikotik bozuklukların klinik tablosunda, hastada vurdumduymazlık, ilgisizlik, donukluk görülür. Hasta, edilgen-ürkek görünümdedir, bakımsız ve dağınıktır, temizliğine özen göstermez. Derin duygularda kayıp vardır. Olaylara karşı heyecansal tepkilerde azalma veya tepkisizlik (apati), bazı hastalarda da gerçek duruma uymayan, garip, acayip duygulanım görülür. Yersiz gülme ve ağlamalar olabilir. Hastalığa içgörü genellikle yoktur ancak, kişi, zaman, yer yönelimi (oryantasyonu) tamdır. Varsanı (Halüsinasyon) ve yanılsamalar (illüzyon) psikotik hastalarda görülen önemli algı bozukluklarıdır.
Şizofrenide işitme varsanıları daha yaygındır. Bu sesler emir veren, suçlayan sesler olabilir. Düşünce içeriğinde bozulmalar olur. Düşünce ve davranışlarının dışardan kontrol edildiği veya kendisinin dışarıyı kontrol altında tuttuğu (güneşi doğurmak, zelzeleyi engellemek) gibi sanrılar (hezeyanlar) olabilir. Referans fikirleri vardır. Düşünce akışında hızlanma, çağrışım (ekolali), anlamsız konuşmalar (verbijerasyon), kafiyeli konuşma (klang çağrışım) görülebilir. Konuşmada düzensizlik ve dağınıklık, hızlanma, yavaşlama, fakirleşme, kalıplaşmış yinelemeler, hiç konuşmama (mutizm), çocuksuluk, çok konuşma, duruma uygun olmayan yanıtlar verme gibi özellikler görülür.
Hastaların motor davranışlarında görülen en önemli belirti, ağır ilgisizlik, eylem azlığı ve toplumdan çekilmedir. Hastalarda tikler, değişik yüz mimikleri, tekrarlayan hareketler (stereotipi) görülür. Ayrıca garip davranışlar, Özdoyurum (mastürbasyon), soyunma, enürezis, enkomprezis, davranışlarında ambivalans, katatoni ve katatonik eksitasyon, otizm görülebilir. Eğer başka bir organik bozukluk yoksa fizik bulgular normaldir. Kilo artması ya da azalması, cinsel istekte artma ya da azalma olabilir.
Psikotik Bozukluklarda Tedavi
Psikotik bozuklukların tedavisi çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Tedavi ve bakım sürecinde aynı kişinin bakması sağlanmalıdır. Hastaneye yatırmada temel amaç, hastayı desteklemek ve etkili iletişim kurmaktır. Hastanede yatma, hastanın stresini azaltır ve günlük aktivitelerine dönmesine yardımcı olur. İlaçla tedavide antipsikotikler kullanılmaktadır.
Diğer bir tedavi türü de elektro konvulsif tedavidir (EKT). EKT ilaçlara dirençli veya katatonik hastalarda semptomatik tedavi sağlar. Psikoterapötik olarak destekleyici bireysel psikoterapiler, davranışçı terapiler, aile terapileri, grup terapileri, sosyal beceri kazandırma terapileri uygulanır. Akut dönem geçtikten Sonra tedavi bırakılmamalıdır.
Psikoz tablosundaki hasta, ifadelerinin anlaşılması zor olmasına karşın yine de iletişim çabası içindedir. Hastanın mesajlarının gerçek ve sembolik yönlerini anlamaya çalışmak önemlidir. Hastalar çevreye ilgisiz görünse bile çevreleri, endişeleri ve gereksinimleri ile değerli gözlemleri olur. Hemşirelik bakımının temel ilkesi sürekliliği olan, açık, dürüst, tutarlı, reddedici olmayan, sabırlı ve kararlı bir yaklaşımdır.