Hücrenin zedelenmeye neden olan iç ve dış faktörler sonucu, metabolizma ve fonksiyonlarının bozulmasıdır. Bu değişiklerin bir kısmı şartlar düzelince normale (reversible) döner, bir kısmı ise eski halini alamaz (irreversible) ve sonunda hücre canlılığını koruyamayarak ölür (nekroz).
Hücre zedelenmesinin nedenleri:
- Hipoksi (oksijen azlığı)
- Fiziksel ajanlar
- Kimyasal ajanlar
- Biyolojik ajanlar
- İmmun sistem boz.
- Genetik boz.
- Beslenme boz.
- Yaşlanma
Hücrelerin Metabolizma Bozuklukları
Ölümcül olmayan zedelenmeler sonucu ışık mikroskobu ile görülebilen hücresel değişiklikler dejenerasyon olarak adlandırılır. Dejenerasyonlar hücre içi veya arası madde birikmeleridir. Bunlar; protein, yağ, karbonhidrat, pigment ve mineral metabolizması bozuklukları olarak gruplandırılmaktadır.
DEJENERASYONLAR
A- Bulanık Şişme:
Etyoloji: Enfeksiyon hast., toksinler, beslenme boz., hipoksi ve anoksi durumlarında gözlenir.
Patogenesis: Mitokondriyalarda enerji iletim işlevi bozulmuş ve ATP yapımı azalmıştır. ATP yapımının azalması hücrede Na iyonunu düşük tutmaya yarayan ‘aktif taşıma’ işlemini bozar. Bunun sonucu Na iyonu artar ve hücre içi ozmotik basınç artar.
Buna bağlı olarak hücre içine daha fazla su çekilir ve hücrenin şişmesine sebep olur. Zamanla ince protein granülleri ortaya çıkar ve stoplazma bulanık görünür.
Makroskobi: En sık ve belirgin olarak krc, böbrek ve bazen kalpte görülür. Dejenerasyona uğramış organ büyümüş, kapsülası gergin, kenarları kütleşmiş, solgun ve gevrek kıvamdadır. Kesildikleri zaman kesit yüzleri dışarı doğru taşkın bir görünüm arz eder.
Mikroskobi: Hücreler şişkin olup, sıkışık görünümdedir. Stoplazma ince granüllü olup bulanık manzaralıdır. Granüller protein niteliğindedir.
Sonuç: Bulanık şişme geri dönüşümlüdür (reversible). Etken hücre ölümüne sebep olmadan ortadan kaldırılırsa eski halini alır. Ancak devam ederse hücre ölümüyle sonuçlanır.
B-Hidropik Dejenerasyon: Bu dejenerasyon bulanık şişmeden daha şiddetli olup, daha fazla suyun hücrede birikmesi durumudur. Vokuolar dejenerasyon da denir.
Etyoloji: Damar içi hipertonik sükroz solusyonu verilmesi, şok durumlarında, elektrolit bozulmalarında, hipopotesemide, dioksin ve dietilen glikol zehirlenmelerinde gözlenir.
Makroskobi: En sık böbrekte görülür. Böbrekler şişkin, solgun ve gevrek kıvamdadır.
Mikroskobi: Hücreler şiştir ve soluktur. Sıkışmış vaziyette görülürler. Stoplazmada granüler yapı yoktur. Hücrede vokuolar yapılar gözlenir. Bunlar ufak olabildiği gibi büyük çapta olanlar da görülebilir. Hatta o kadar büyük olur ki stoplazmayı istila eder ve çekirdek kenara itilmiş halde görülür.
Sonuç: Etki ortadan kalkınca hücre eski halini alır (reversible). Ancak etki devam ederse hücre ölümüne kadar gidebilir.
C- Hyalin Dejenerasyonu: Hyalin protein niteliğinde bir madde olup beyaz, parlak ve homojen yapıdadır. Hematoksilen eozin ile boyandığında ışık mik. altında pempe homojen bir kitle halinde gözlenir. Epitelial kaynaklıysa hücre içi, mezenkimal kaynaklıysa hem hücre içi hem de hücreler arasında bulunabilir.
Epitelial kaynaklı hyalinler;
- a- Alkolizmde, krcde hepatositlerde görülen mallory cisimcikleri veya alkolik hyalin cisimcikleri
- b- Sarı humma’da, krcde hepatositlerde gözlenen councilman cisimcikleri,
- c- Viral hepatitlerde, krcde gözlenen asidofilik cisimler
- d- Cushing hast., hipofiz bezi bzaofil hücrelerinde gözlenen crooke hyalin cisimcikleri.
- e- Böbrek tubulus epitellerinde görülen hyalin damlacıkları: Böbreklerde özellikle proksimal tubulusların içinde yuvarlak, pembe renkli yapılar halinde gözlenir.
- f- Zenker dejenerasyonu; iskelet kaslarında oluşan hyalinli bir değişikliktir.
Mezenkimal Kaynaklı Hyalinler;
A- Hücresel arası yerleşme; trombüslerde, damar duvarlarında, nedbe yerlerinde ve basınç altında bulunan yerlerde görülür.
B- Hücre içi yerleşmede, plazma hücreleri içinde yuvarlak, pempe, homojen yapıda gözlenen Russel cisimcikleri.
C- Yağ Dejenerasyonu: Yağ dokusu dışında kalan dokuların parenkim hücrelerinde yağ birikmesi olayına denir. En fazla krc, böbrek ve kalpte gözlenir.
Etyoloji: Enfeksiyöz hastalıkların toksinleri, fazla beslenme, hipoksi-anoksi, alkolizm, diabetes mellitus, anemi, beslenme boz., karbon tetraklorür, fosfor gibi kimyasallar.
Karaciğerde Yağ Dejenerasyonu: Organ görüntüsü yağ miktarına bağlıdır. Yağlanma az ise organda değişiklik gözlenmez. Fazla olması durumunda krc büyümüş, kenarları kütleşmiş, sarımtrak renk almış, gevrek bir yapı almış olup kesit yüzü dışarıya taşkındır. Mikroskobik olarak krcde yağlanma ya sentral olarak vena centralisler çevresindeki hepatositlerde veya periferik olarak lobçuklar çevresindeki hepatositlerde görülür. Formalinde tespit edilmiş, alkol ve ksilol kullanılarak hazırlanmış hematoksilen-eozin ile boyanmış parafin kesitlerde yağ erir ve hücrede yağ damlacıklarının bulunduğu yerler irili ufaklı boşluklar halinde gözlenir. Yağı ortaya koymak için dokuların kreostat’da kesilip sudan III ile veya osmik asit ile boyanması gerekir. Sudan III ile boyamada yağ kırmızı renkte, osmik asitte ise siyah renkte görülür.
Böbrekte Yağ Dejenerasyonu: Dış bakıda böbrek biraz büyümüş olup gevrek kıvamdadır. Kesit yüzünde sarı çizgilenmeler mevcuttur. Mikroskobide proksimal tubullerde vakuoller gözlenir.
Kalpte Yağ Dejenerasyonu: Hafif olaylarda kalpte herhangi bir değişiklik gözlenmez. Şiddetli olaylarda kalpte kaplan postu gibi (tigroid) sarı çizgilenmeler gözlenir. Mikroskobide sarkoplazma içinde vakuoller gözlenir.
Sonuç: a- İyileşme: Yağ dejenerasyonuna sebep olan etkenler kısa sürede ortadan kaldırılırsa iyileşme olur.
b- İcterus: Yağ dejenerasyonuna uğrayan hücreler görevlerini tam olarak yapamazlar v icterus ortaya çıkar.
c- Siroz: Krcde yağ dej. sonucu ölen hücrelerin yerini bağ dokunun doldurması ile siroz oluşur.
d- Ruptur: Yağ dej. sonucu krc gevrek bir yapı kazanır. Şiddetli darbeler sonucu gevrek olan krc yırtılabilir ve iç kanama sonucu ölüm oluşabilir.
D- Mukoid dejenerasyon: Genellikle bağ dokuda ayrıca yağ dokuda da gözlenir. Beslenme bozuklukları ve kaşekside ortaya çıkar.Makroskobik olarak bu madde yarı saydam, jelatini ve titrek görünümdedir. Mikroskobide musin hematoksilen eosin ile mavi renge boyanır.