Ülkemizde uygulanmakta olan sağlık sistemi geleneksel bir sağlık anlayışına hakimdir. Hasta merkezde değildir ve hasta hakkında karar veren konumda sadece hekim vardır. Hemşireliğin zorlukları birçok sorundan kaynaklanmaktadır. Peki hemşirelerin karşılaştıkları sorunlar nelerdir?
Hemşirelerin Karşılaştıkları Sorunlar
Hemşirelerin karşılaştıkları zorluklar arasında, farklı düzeyde eğitim verilmesi; Türkiye’de önlisans, lisans, lise sonrası ve açıköğretim şeklinde birçok düzeyde hemşirelik eğitimi verilmesi hemşirelik mesleğinin zorluklarından bir tanesini oluşturmaktadır.
Hemşirelik Kanunu; Günümüz şartlarında yapmakta olduğu rolleri değişmeye başlayan hemşirenin görevlerini, bu kanun karşılayamaz durumdadır. Bu da sağlık ihtiyaçlarının tam yansıtılamadığını gösterir
Hemşire İstihdamı; Sağlık alanında dönüşüm projeleri genel olarak sağlık çalışanlarını özel olarak ise hemşireleri olumsuz etkilemiştir. Bu projeler, koruyucu sağlık hizmetlerini yok saymaktadır. Bu da hemşirelerin istihdam alanını daraltmaktadır.
Örnek olarak 300 yataklı bir çocuk hastanesinde 400 hemşire kadrosu olması gerektiği belirlenmiş ancak 150 ya da 170 hemşire ile hizmet vermeye devam etmektedir.
Yoğun koşullar altında çalışan hemşireler, kendi alanları olan bakım hizmetlerini başkalarına bırakmak zorunda kalmaya başlamıştır.
Bu durum da mesleğin özerkliğini olumsuz etkilemiş ve hemşirenin sadece hekimin istediklerini uygulayan biri olarak görülmesinde, algılanmasında rol oynamıştır.
Branşlaşma; Türkiye’de hemşirelik temel eğitiminin sonrasında akademi eğitimi dışında herhangi bir branşlaşma eğitimi bulunmamaktadır.
Örneğin yıllarca onkoloji hemşireliği yapan birisi çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu durum karşısında da mesleki doyumluk azaltılmış ve tükenmişlik artmış olacaktır.
Cinsiyet; Sosyolojik olarak hemşireliğin özelliklerinin başında gelen en önemli faktör hiç şüphesiz cinsiyettir.
Türkiye’de erkek hemşire sayısının çok az olması ve toplum tarafından hemşirelik mesleğinin bir kadın mesleği olarak algılanıyor olması hemşirelik mesleğini olumsuz yönde etkilemektedir.
Toplumumuzda ataerkil aile temelli bir yapı bulunmaktadır. Bu da kadınların erkeklere boyun eğmesi ve saygı göstermesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Bunlardan, büyük kısmı kadınlardan oluşan hemşirelik mesleği de büyük bir ölçüde payını almış durumdadır.
Ülkemizde sağlık alanı ve hemşireliğe yönelik yapılan planlamalarda hemşirelerin yer almaması ya da hemşirelerin temsil hakkının çok fazla olmaması mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz olarak etkilemektedir.