Hepimizin, eğitimleri, memleketleri, yaşadıkları çerçevesinde bulunduğu toplumun temel yeme alışkanlıklarından çok uzaklaşmadan oluşturduğu bir yemek yeme kültürü vardır. Peki bu yeme alışkanlığımız hastalıkları beraberinde getiriyor olabilir mi?
Hepimizin, eğitimleri, memleketleri, yaşadıkları çerçevesinde bulunduğu toplumun temel yeme alışkanlıklarından çok uzaklaşmadan oluşturduğu bir yemek yeme kültürü vardır. Tüm bunların temelinde vücutlarımızın fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu temel besinleri almak yatıyor.
Öyleyse, belki ilk önce başka bir soruyu sormamız gerek! Vücudumuzun fonksiyonlarını yerine tam getirebilmesi için nasıl bir yeme alışkanlığı nasıl olmalıdır? Elbette dengeli ve düzenli olmalıdır. Dengeli kısmı yemeğin içeriği ile ilgili bir sorudur ama temelinde içinde vücudumuzun ihtiyaç duyduğu temel taşları içermelidir.
Düzenli kısmı ise bunun periyodu ile ilgilidir. Bu dengeli ve düzenli yemek alışkanlığının bozulması, bazen yaşam koşullarımızdan özellikle şehir yaşantısı içerisinde, çeşitli sebeplerle (/bahanelerle) bu rutini bazen bilinçli bazen de bilinçsiz şekillerde bozabilmemizden (tek tip beslenme - bazı vejetaryen tip beslenmeler, sürekli yüksek kalorili ve düşük besin değerli fastfoodlar ile beslenme, vs.-, öğün atlamak/unutmak, aşırı tüketmek, vs.) bazense bulunduğumuz bölge, sosyo-ekonomik şartlar gereği oluşuyor.
Bunun sonucu olarak vücudumuz ya ihtiyaç duyduğundan fazla temel taşları (vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, vb.) alacak ya da az alacaktır. Üstelik sorun sadece vücudumuzun bazı temel taşları eksik veya fazla alması değil, lif gibi fonksiyonlarını lâyık-ı ile yerine getirebilmesi için gerekli olan gıdaları da alamamasına neden olur. Temel taşlar olarak adlandırdığımız bu maddeler, vücudumuzda pek çok farklı yer ve şekilde kullanılır, örneğin bir hormonun yapımında, hücrelerin tamirinde, bir doku ve/veya kemiğin bütünlüğünün ve sağlığının korunmasında, vs.
Vücudumuz öyle hassas bir çalışma mekanizmasına sahiptir ki, eksikliğini duyduğu herhangi bir madde, bu mekanizmayı hemen etkiler. Bu etkilerin bazılarını kanıksadığımız için dikkatimizi çekmez ve çoğu zamanda palyatif çözümlerle üstesinden gelmeye çalışırız, bazıları da profesyonel yardım almamızı gerektirecek kadar kendini fark ettirir ve rahatsız eder. Vücudumuz için bazı temel maddeleri alamadığımız zaman karşılaştığımız bazı problem ve hastalıklar şöyledir:
- Dökülen ve kırılan saç tellerinin ihtiyacı: A vitamini eksikliği, saçları kırılganlaşır. B1 veya B6 vitaminleri eksikliği, saç dökülmesine sebebiyet verir. C vitamini saç köklerini uyarır. B12 vitamini, saç köklerini besler, ayrıca demir, çinko, selenyum, bakır, kalsiyum gibi oligo element, aminoasit eksikliği saç dökülmesine neden olur.
- Zaman zaman giren kramplar, genellikle potasyum, magnezyum eksikliği ve B1, B5 ve B6 vitamin yetmezliğinden kaynaklanır.
- Sık sık hasta olmak, genellikle bağışıklık sisteminin zayıflığı sebebiyle olur. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek içinse tek tip beslenmeyin. Protein kaynağı olarak hayvansal proteinlerle bitkisel proteinleri dengeli bir biçimde tüketin. Çiğ sebze-meyve ile beslenin. Meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketin. Pre ve probiyotiklerden yararlanın (ev yoğurdu, kefir, lifli besinler).
- Kilo problemleri, genellikle dengesiz ve düzensiz beslenme ile ortaya çıkar. Bir çok hastalığın hazırlayıcısı ve/veya nedenidir.
Dilerim bu sizler için dengeli ve düzenli beslenmek için bir motivasyon kaynağı olur.
İlgili içerikler;
Gereksinimden fazla beslenme potansiyeli hemşirelik bakımı
Obezite nedir? Obezite ile nasıl mücadele edilir?
Sonbaharda beslenme nasıl olmalıdır?
,KAYNAK: Hemsire.Com