Toplumsal yapı içerisinde birbirinden birçok özellikleriyle ayrılan bireyler mevcuttur. Bu durum her bireyin kendine özgü bir biyolojik- psikolojik yapısının olması ve yetiştiği çevrenin aynı olmaması yönüyle beklenen bir durumdur.
Her bireyde oluşmuş olan bu farklılık bireylerin öğrenme, algılama veya düşünme yapısını da çeşitli yönlerden etkilemektedir. Bu tür farklılıkların öğrenme üzerindeki etkileri itibariyle psikodinamik yaklaşım açısında konuyu ele aldığımızdsa öncelikli olarak psikodinamik kuram üzerinde durmak daha doğru olacaktır.
Psikodinamik kuramın ne olduğuna baktığımızda kişilerde oluşan kişiliğin, kendi iradeleri dışında gerçekleştiğini ifade eden, psikanalizin atası olarak anılan Sigmund Freud’a ait bir kuramdır. Bu kuramda bireylerde görülen davranışlar genel itibariyle bireylerin bilincinde olmadan gerçekleştiği düşüncesi mevcuttur.
Öğrenme süreçleriyle arasındaki ilişkiye baktığımız zaman, psikodinamik yakşalım çoğunlukla çocukluk döneminde olan bebeklerin ebeveynleriyle arasında olan ilk etkileşimler süreci daha çok ön plandadır. Çünkü bireylerin kişilik oluşum süreçlerinde her ne kadar anne ve babasından gelmiş olan biyolojik faktörlerin etkisi bulunsa da aynı zamanda büyüme süreçlerinde içerisinde bulunduğu aile ortamı ve çevresel faktörler de önemli ölçüde etkide bulunmaktadır. Bu yüzden psikodinamik yaklaşım açısından bireylerin kişilik oluşumu veya belirli bir yaş guruplarına gelindiğinde öğrenme süreçlerinde, davranış farklılıklarında kişiye özgü bir tutumda davranışların sergilenmesinde aile faktörü de önemli bir yer tutmaktadır.
Ayrıca her bireyde farklı şekilde gerçekleştirilen öğrenme süreçleri, bireylerin gelişimsel süreçlerinin de etkisiyle psikodinamik yaklaşım içerisinde bireylerde bilinç dışı olarak gerçekleşen bir oluşum olduğunu ifade edebiliriz. Çünkü bireylerin küçüklükten gelen, çevrelerinde objeleri veya davranışları hangi öğrenme yöntemiyle daha aktif öğrenebileceği her ne kadar ailenin yönlendirmesiyle etkileniyor olsa bile bu durum genel itibariyle gelişen ve büyüyen çocuktan bağımsız olarak gelişim göstermektedir.
Yani en iyi şekilde öğrenme yönteminin ilk oluşum basamağında, bireylerin çocukluk dönemi süreçlerinde bilinçleri dışında olan bir gelişimsel süreç söz konusudur. Bu durum her bireyin çeşitli öğrenme yöntemlerinden biriyle daha başarılı ve kolay öğrenme gerçekleştirebilmesi konusunda etkili olmaktadır. Bu durumdan dolayı kimi bireylerde gözlemleyerek, inceleyerek daha çabuk ve rahat öğrenme gerçekleşirken kimi bireylerde sadece okuma veya dinlemeyle öğrenme süreçleri daha verimli gerçekleşmektedir.
Öğrenmenin gerçekleşmesi süreçlerinde bireyin kendinin farkına varması, hangi yöntemle daha verimli öğrenmeyi gerçekleştirebiliyor olduğunun bilincine varması bireyde bireysel farkındalığının oluşmasına önemli katkılar sağlar.
Psikodinamik yaklaşım açısından ise bireylerde öğrenme süreçlerinin ilk basamaklarında bilinç dışı gerçekleşen süreçlerin var olduğu ve bu süreçlerin de katkısıyla bireyde en iyi öğrenme yönteminin zaman içerisinde belirginleştiği görülmektedir.
Ayrıca bu durum bireylerin öğrenme süreçlerinde en iyi öğrenme yöntemini belirlerken veya bireyde gerçekleşen öğrenme düzeyi belirlenirken bireyi kompleks bir yapıda ele almak, bireyi sadece biyolojik yapısıyla değil çevresel ve ailesel faktörlerin etkisiyle de değerlendirerek en iyi öğrenmenin nasıl gerçekleştirdiğini belirlemek yönünden hem öğrenici açısından hem de öğretici açısından önemli yararlar sağlar.
Metin Yüksel ATAR