Kalp içi delikler için ameliyat şart mıdır? Başka tedavileri var mıdır?
Kalp içinde oluşan delikler geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak ameliyatla kapatılmakta iken, günümüzde ameliyatsız yöntemlerle kansız ve ağrısız bir şekilde tedavi olunabilmektedir.
Normal bir insanda sağlıklı atan kalpte kan akışı düzenli bir haldedir.
Sağlıklı bir kişinin kalbinde kan, kalbin sağ ve sol odacıkları arasında birbirine karışmadan bir düzenli bir şekilde dolaşmaktadır. Atriyal septal defekt (ASD) yani; kulakçıklar arası delik oluştuğunda ise kan, hep soldan sağa doğru akma eğilimindedir ve kalp her pompalamada sol kulakçıktan sağ kulakçığa bir miktar kan kaçırır. Bu sebeple Solda kan miktarı azalmakta ve sağda hep kan miktarı artmaktadır.
Kalp delikleri akciğerlere her zamanki kan akışından daha fazla kan gitmesine neden olur. Fazla kan gelmesi durumunda akciğerlerin yapısını bozar ve akciğerler gergin bir hal alır.Bu durumda zaman geçtikçe pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetersizliğine sebep olabilir. Bu durum kişinin hayat kalitesini olabildiğince düşürmektedir ve hatta hayati tehlikeye kadar problemlere sebep olabilmektedir. Bacaktaki toplardamar sisteminde oluşan kan pıhtıları, bu delikten geçebilir ve beyne kadar gidebilir. Eğer pıhtı beyne kadar gidebilirse beyin damarlarında tıkanmalara ve felçlere kadar yol açabilmektedir.
Kalp deliği büyükse kapatılmalıdır
Küçük olan delikler genellikle az miktarda kan geçişine izin verdiklerinden dolayı kişinin hayatını etkilemez ve ileri yaşlarda sorun çıkarmazlar. Bu nedenle küçük deliklerin kapatılması çok gerekli değildir; ancak yine de rutin kontrollerle hasta takip edilmelidir. Delik büyük olduğunda durumlarda ise, soldan sağa geçen kan volümü fazla olur ve sağ kalp boşluklarında ve akciğer atardamarında tedavisi mümkün olmayan hasarlar oluşturacaktır bunun için mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Beyne ve farklı organlara pıhtı gidebilir
Kalbin iki kulakçığı arasında delikten ziyade tünel şeklinde bir geçiş olmasına ise PFO (Patent foramen ovale) adı verilir. PFO, anne karnında bebeğin dolaşımı için bulunmaktadır ve doğum sonrası hemen kapanması gerekir. Yüksek basınç oluşması, derin mesafelere dalışlar, Ikınma, uzun uçuşlar gibi sağ tarafın basınçlarını artıran durumlarda, kirli kan ve onunla birlikte bacaktan gelebilecek pıhtılar bu kanal ile sol boşluğa oradan da beyne ve farklı organlara pıhtı gitmesine neden olabilir.
Genellikle problem yaratmamaktadırlar ancak bazı hastalarda kan sulandırıcı kullanılmasına rağmen tekrarlayan pıhtı atması (emboli) sebebiyle felç gibi nörolojik hasarların olma ihtimali artmaktadır. Bunun için hastanın durumunun iyi değerlendirilmesi gerekir ve kapatılması için cerrahi işlem yapılmalıdır.
Genel anestezi olmadan işlem yapılır
Ameliyatsız kapama yöntemlerinde genel anesteziye ihtiyaç olmadan kasık toplardamarından iğne ile girilerek bir yol oluşturulmakta ve bu yol sayesinde birbirine ortadan bağlı iki disk şeklinde olan kapama cihazları yerleştirilerek kısa sürede delik kapatılmaktadır. Bazı durumlarda bu kapama aletlerine alerjisi olan kişilere rastlanılmaktadır. Bu durumda bu işlem yapılamaz.
Ameliyatsız delik kapama 30-180 dakika arasında sürmektedir. Hastanın, işlem esnasında yarım saat kadar uyutulması gerekebilir. Bu genel anestezi hali değildir. Bu uyku, derin sedasyon ya da derin uyku olarak tanımlanmaktadır. İşlem bittiği zaman hemen uyandırılır. Bazı hastalarda işlem uyanık olarak da yapılabiliyor.
3 - 6 ay içinde kalp dokusuyla bütünleşir
Kapama cihazının üzerinin kalp dokusu ile kapanma süresi 3 ila 6 ay gibi bir süredir. Kapama cihazı burada sürekli olarak kalmaktadır. Kişinin günlük yaşamına hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek açısından en az 6 ay süreyle kan sulandırıcı ilaçların kullanılması şarttır. Delikler ameliyatsız kapama yöntemlerine uygun olmadığında ise cerrahi olarak kapatılması için planlama yapılır.
Ameliyatsız tedavinin avantajları;
- Hastanede kalış süresi çok kısadır, en fazla 24 saat civarındadır.
- Birkaç gün evde istirahat ettikten sonra iş başı yapılabilir.
- Herhangi bir kesi yapılmamaktadır, kansız bir işlemdir.
- İşlem esnasında genel anestezi uygulanmamaktadır.
- Ameliyat izi olmadığından dolayı estetik kaygısı yoktur.
KAYNAK: Hemsire.Com