Tüm parasını seyahat için harcayan hemşire gökçe ile röportaj

Gül Gökçe Doğdu 32 yaşında gezgin bir hemşire. Küçük yaşlardan beri Barış Manço'nun hayranı olması ona farklı ülkeleri keşfetme konusunda ilham kaynağı oldu. Güngeçtikçe seyahat tutkusu öyle bir hale geldi ki hemşirelik mesleğini yaparak kazandığı tüm parayı seyahatleri için harcamaya başladı.

Gül Gökçe Doğdu sadece bir ülke gezmektense kıtaları boydan boya tur atmayı seviyor. Bugüne kadar Avrupa, Güney Amerika ve Uzakdoğu’da bulunan 35 ülkeyi gezerek yeniden keşfetti.

Hurriyet.com.tr muhabiri İsmail SARI'nın Hemşire Gökçe Doğdu ile yapmış olduğu röportajla sizi baş başa bırakıyoruz.


Sizi yeni yerler keşfetmeye teşvik eden şey neydi?

- Barış Manço hayranıyım. O yıllarda bana ilham verdi. Sonrasında yeni yerler keşfetme aşkı içimde iyice büyüdü. Zamanla hastalık haline dönüştü. Önce Avrupa’ya seyahatler yaptım. Avrupa güzel olsa da benim asıl ilgi alanım Uzakdoğu ve Latin ülkeler. Uzun aktarmalı uçak yolculuklarının sonunda sanki başka bir gezegene gelmişim hissi bende tarif edilemeyecek bir mutluluk oluşturuyor.



İlk seyahatinizde nereye gittiniz ve toplam kaç ülke gezdiniz?

- 30 ülke gezdim. Bunların çoğu Güney Amerika ve Uzakdoğu ülkeleri. İlk seyahatimi İtalya’ya yaptım. Gittiğimde üniversite son sınıf öğrencisiydim. Tüm ‘Çizme’yi kuzeyinden güneyine kadar gezme fırsatım oldu. Tarihi ve coğrafyası beni oldukça büyüledi. Roma ve Napoli favori olan şehirlerim. Vezüv Yanardağı’nın o tehditkâr duruşu, hâlâ orada yerleşim olması, insanların adeta dev bir ejderha yanında umursamaz ve keyifle yaşaması çok ilginç. Özellikle Pompei, Verona, Floransa oldukça güzel şehirler. Karnaval zamanında Venedik ise harika.


Bolivya


Güney Amerika ve Uzakdoğu ülkeleri neden ilgi alanınız?

- Buralardaki kültür ve yaşam tarzı çok farklı. Bu farklılık ve çokrenklilik hoşuma gidiyor. Güney Amerika’ya iki kere gittim. İlki Arjantin ve Brezilya’yı içeren bir programdı. Diğerinden yeni döndüm. Peru, Bolivya ve Şili’yi kapsıyordu. Güney Amerika bozulmamış doğası ve insanları bakımından inanılmaz bir kıta. Bu seyahatimde ilk durağım Sao Paulo oldu. Mimarisi, sokaklarda ki grafiti sanatları, şehrin genel görünümü oldukça etkili. İlginç olan şey, hangi milletten olursanız olun size kimse yabancı olarak bakmıyor. Her turist potansiyel bir Brezilyalı olabilir.


Borneo


Peru, Bolivya ve Şili parkurunda neler yaptınız?

- Çocukken ‘Tanrıların Arabaları’ kitabını okuduğumdan beri Nazca çizgilerini görmeyi çok istiyordum. Peru’ya gittiğimde bu hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Nazca çizgilerini görebilmek için küçük uçaklarla uçmanız gerekiyor. İnsanın aklı hayali almıyor “Nasıl o çizgileri yapmışlar? Neden yapmışlar?”, oldukça ilginç bir deneyimdi. Sonra Bolivya’ya geçtim. İnka medeniyetinin harika örneklerini gördüm. Uyuni Tuz Gölü bugüne kadar gördüğüm en harika doğa oluşumuydu. Özellikle daha önce mercan adası olan ama günümüzde dev kaktüslerin mekânı olmuş adacıklar beni çok etkiledi. En son Şili’ye geçtim.


Kamboçya


Güney Amerika’nın lezzetleriyle bizim damak tadımız çok farklı mı? 

- Et ve et ürünleri güzel oluyor. Özellikle yerel içkileri de oldukça güzel. Genel olarak bizim damak tadımıza uyan yemekleri mevcut. Aç kalma olasılığı Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi değil. Yalnız gittiğiniz zaman mutlaka et yemeden dönmemek gerekir. Arjantin ve Brezilya bu konuda çok başarılı. Peru’da ‘alpaka’ ve ‘lama’ eti de tattım ama damak tadıma uymadı. Şili de deniz ürünleri oldukça başarılı ve şarabı enfes.


Brezilya


En çok etkilendiğiniz yer neresiydi?

- Arjantin... Buenos Aires, adı gibi havası da güzel olan gerçek bir sanat şehri. Sokaklarda tangoyu en iyi icra eden dansçılar, geniş ve güzel caddelerindeki sanat galerileri, yapıları, şaraplarıyla mükemmel bir yer. Che’nin de Arjantinli olması benim için Arjantin’i bir numara yapan ülke haline getiriyor.


Küba


Gideceğiniz yerlere nasıl karar veriyorsunuz?

- Genellikle bir yıl öncesinden düşünüyorum ve gerekli hazırlıklarımı yapıyorum. Özel bir liste yapmıyorum. Daha önce o bölgeleri gezmiş başka seyahat sever arkadaşlarıma danışarak zevklerime uyan bir destinasyonu seçip yola koyuluyorum. Bazen komple bir kıtaya kafayı takıp oradaki tüm ülkelere gitmeyi kendime hedef koyuyorum.


Malezya


Kıta yolculuğu finans olarak pahalı olmuyor mu?

- Ailemle birlikte yaşadığım için tüm kazancımı seyahatlerim için harcıyorum. Bir yıl öncesinden plan yapıyorum. Bu tip seyahatler yüksek maliyetli. Beni zorluyor ama seyahat aşkı o kadar büyük ki pek çok zevkimden ödün vererek hatta yeri gelip kendimi çoğu şeyden mahrum bırakarak bu gezileri yapıyorum. Emeğimle istediğim şeyi yapmak bendeki hevesi daha çok artırıyor ve çevrem tarafından da genellikle takdir ediliyorum. Şimdi yine böyle bir seyahat planım var.


Röportaj: Hurriyet.com.tr / İsmail SARI

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال