Sık karşılaşılan fobiler hangileri?
Bilinçaltında bastırılmış birçok duygu barınır. İnsanlar yüzyıllardır birçok dış etkenden kendini koruyarak ve savunma yaparak yaşamıştır. Korkular, en hakiki duygulardan biridir. Bazı kişilerde psikolojik, fiziksel ve ruhsal sebeplerle bazı korkular yerleşip kalabilir. Bunlara ‘fobi’diyoruz. Günlük hayatta etrafımızda olan bitenlere karşı gösterdiğimiz tepkiler dışa dönük saldırı, savunma, çekinme gibi eylemlere yol açabiliyor. Peki kendimizde ve çevremizdeki kişilerde en sık hangi fobileri görüyoruz?
- Agorafobi: Açık alan ya da kapalı alan korkusu.
- Akluofobi: Karanlık korkusu.
- Akrofobi: Yükseklik korkusu.
- Araknafobi: Örümcek korkusu.
- Belonefobi: İğne/aşı korkusu.
- Entomofobi: Böcek/haşere korkusu.
- Glossofobi: Topluluk önünde konuşma korkusu.
- Hematofobi: Kan korkusu.
- Hidrofobi: Su, yüzme, boğulma korkusu.
- Kakorafiyafobi: Başarısız olma korkusu.
- Klostrofobi: Karanlık, derin ve kapalı alanlarda kalma korkusu.
- Ksenofobi: Yabancılara karşı korku.
- Monofobi: Yalnızlık korkusu.
- Niktofobi: Gece korkusu.
- Pantofobi: Her şeyden korkma.
- Sosyofobi: Toplum / insan korkusu.
- Takofobi: Yüksek hız korkusu.
- Zoofobi: Hayvanlara karşı korku.
Fobiler sağlığımızı nasıl etkiliyor?
Fobilerin temeli çocuklukta yaşanan kötü tecrübelerdir. Çevresel faktörler, ailede yaşanan olumsuz örnek ve olaylar, genetik faktörler ve sonradan gelişen bazı sebeplerle kişide fobiler kalıcı bir hale gelebilir. Fobiler sağlığı daha çok psikolojik anlamda olumsuz etkiler.
Fobilerin sağlığa etkileri
Travma sonucu kişide fobiler yerleşir ve bir daha o korkudan kurtulamayabiliriz. Kan görmekten, dişçiden, aşı ve iğneden, hastalıklardan korkanlar sonuç olarak rahatsızlandığında tedaviye karşı gelecektir. Kapalı alan fobisi olan biri asla yer altında, bodrum katta, giriş ve bahçe katlarında, büyük iş hanları veya plazalarda çalışamaz. Uçuş ve yükseklik korkusu olanlar uçakla seyahat edemez. Kısacası fobilerimiz hayatta bazı şeylerden bizi alıkoyar. Çok gerekli bir şeyi sırf ona karşı önlenemez bir korkumuz var diye yapamayız.
Kişinin fobilerine karşı duyarsız kalıp tedaviyi reddetmesi, dahası korkuların üzerine gitmemeyi seçmesi hayatta birçok başarısızlığı getirir. İş yaşamında, ev ve özel hayatında, arkadaş ve sosyal çevresinde yalnızlaşabilir. Ebeveynler bu konuda özellikle uyarılıyor. Çocukları çok mesafeli ve soğuk yetiştirmek de aksine üzerine fazla düşmek de fobi gelişiminde riskli olarak belirtiliyor. Kaygı bozuklukları, şizofreni, depresyon gibi ciddi ruhsal hastalıklara neden olabiliyor. Yaşam boyu hayatın akışını bozan fobiler aslında üzerinde durulması gereken ciddi duygular ve düşüncelerdir.
Geç kalmadan fobilerin üzerine eğilerek, önemli sosyal kayıplara uğramadan, yaşam kalitesini artırmak ve yeniden üretken, mutlu bir yaşama dönmek mümkün. İnsan sosyal bir varlık, bu nedenle derin korkuları yenmek yaşam kalitesini artırıp sosyalleşebilmek adına mühim bir konudur. Çeşitli tedavi türleri olan fobi rahatsızlığınızı keşfettiğiniz an, bir sağlık merkezine başvurmanız ve düzenli olarak terapiye gitmeniz önerilir. Aksi halde ömür boyu insan içine çıkamayan, yalnız kalmış, çaresiz, hayata karşı boş, başarısız, hedefsiz biri olarak kalırsınız.
KAYNAK: Hemsire.Com