Yeni hasta psikolojisi


Her hastalık ve hastaneye yatış bireyde çeşitli psikolojik tepkilere neden olur. Bu tepkilere “Yeni Hasta Psikolojisi” denir. Bu tepkiler hastalığın, psikososyal çevrenin ve bireyin durumu algılayış özelliklerine göre değişim gösterir. Başka bir deyişle “hastalığın nitelik ve şiddeti, bireyi engelleme düzeyi, bireyin daha önceki hastalık deneyimleri, kişilik yapısı, yaşı, cinsiyeti, stresle baş etme gücü ve biçimi, yaşam idealleri, aile ve toplumdaki yeri/statüsü, kişiler arası ilişkileri ve çevreden aldığı destek” bireyin hastalığa verdiği psikolojik tepkileri etkiler.

Yeni Hasta Psikolojisi ve Yaklaşımlar

Bireyin ve hastalığın genel özellikleri ne olursa olsun hastalanmak birey için zorlayıcı bir yaşam olayıdır. Bu yaşam olayında sağlık kaybedildiği için birey tarafından “kayıp” yaşanır. Bu nedenle fiziksel hastalıklar kişinin kendisini, dünyayı ve geleceğini olumsuz şekilde algılamasına ve değerlendirmesine zemin hazırlar. Özellikle tanısı konulmamış hastalarda yaşanan belirsizlik hastada kontrol kaybı, bağımlı olma ve öfke yaratır.

Hastalığın ne olabileceğine ilişkin yorumlar ve yanlış bilgilenmeler hastada korku, güçsüzlük, suçluluk, yalnızlık ve yetersizlik duygularını açığa çıkarabilir. Hastanın yaşadığı bu olumsuz duygular hastalığa uyumu zorlaştırır. Hastalık ve hastalığın özellikleri ile ilgili yaşanan belirsizlik ve kaygı ile baş etmeye çalışırken hastalar çeşitli savunma mekanizmaları kullanırlar. En sık kullanılan savunma mekanizmaları gerileme, yansıtma ve yadsımadır. Gerileme savunma mekanizmasını kullanan kişi daha önceki gelişim basamaklarının özelliklerini gösterir.

Hastaneye yatma ve onun için planlanan programa uyma hastanın edilgin ve bağımlı bir role girmesine neden olur. Kendi gereksinimlerini bağımsız bir şekilde karşılayabilecek erişkin bir hasta, hastalık nedeniyle ilk gelişim evrelerine gerileyerek bağımlı davranış geliştirir. Yansıtmayı kullanan hasta kendi kabul edilemez düşünceleri, istekleri ya da duyguları için diğer kişileri suçlar.

Hastanede olmasından eşini sorumlu tutan ve ona karşı öfkesi olan bir hasta eşinin kendisine kızgın olduğunu ve kendisini suçladığını söyleyebilir. Yadsıma savunma mekanizmasını kullanan hasta, kendisinin hasta olmadığını aslında hastanede olmaması gerektiğini savunur. Yadsıma kişi için tehdit oluşturan bir durumda zorlanmalarla baş etmeyi sağlayabilir ancak uzun sürdüğünde hastanın önerilenleri kabul etme ve hastalığa uyumunu engelleyici olabilir.

Hasta rahatsızlığının derecesini ve boyutlarını merak eder ve bu konuda kaygı yaşar. Hastalığın belirtilerine göre hastalığın yakın zaman ve gelecekteki yaşam kalitesine etkilerini değerlendirir. Hastalık öncesi yapabildiklerini gelecekte yapamayacağını düşünmek kendini engellenmiş hissettirir ve kişide öfke uyandırır. Hasta öfkesini kendine ve çevreye yöneltebilir. Yakın çevresindeki kişilerin hastalığına ilgisiz kaldıklarını düşünmek ve bazı gereksinimlerin karşılanmasında bağımlı olmak çevreye yöneltilen öfkeyi artırabilir. Hasta olmaktan kendini sorumlu tutuyorsa kendine yönelik öfkesi ön planda olabilir.

Hastaneye yatan kişiler bir çok kısıtlanma ve engellenmeyle karşılaşır. Hasta, hastalık nedeniyle meslek yaşantısında, cinsel etkinliklerde, sosyal ilişkilerinde, günlük yaşam alışkanlıklarında ve amaçlarında bir çok değişim yapmak zorunda kalır. Hasta rolü ve hastalığın getirdiği bağımlılık, ağrı, bedendeki değişiklikler, beden kontrolünün kaybı, yakınlarından uzakta olma, yabancı ve çoğu kez mekanik bir ortamda bulunma, günlük yaşamdan kopma gibi kayıplar ve sorunlar hastaların biyolojik, psikolojik ve sosyal bütünlüklerine yönelik tehdit oluşturur.

Hastaların belirsizlik, korku, öfke gibi duygularını ifade edecek sözcükleri bulamamaları ya da bunların kabul görülmeyeceğini düşünmeleri; yapılan tıbbi uygulamaları reddetme, sağlık personeli ile işbirliği yapmama, sürekli bir şeylerden şikayet etme, aşırı istekte bulunma, kişiler arası çatışma şeklinde duygularını dolaylı yoldan ifade etmelerine neden olabilir.

Hemşireler ve diğer sağlık personeli hastaların yaşadığı sıkıntıları fark etme ve ele almada çoğu zaman zorlanmakta ve hastaları anlamaktan ziyade yargılayıcı, suçlayıcı bir tutum sergileyebilmektedirler. Bu nedenle de hastalarla ilişkilerinde ve bakımda çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Oysa, hastaları kabul edici ve destekleyici yaklaşımlar hastalıkla baş etme ve uyum sağlamada hastayı büyük ölçüde rahatlatıcıdır.

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال