Göz kuruluğu, gözün nemli kalmasını sağlayan gözyaşının yeteri kadar üretilememesinden kaynaklanan bir çeşit göz hastalığıdır.
İnsan vücudunun her bir noktasının eşsiz tasarımı gibi gözler de kusursuz organlardır. Gözlerimiz normalde gözyaşyla devamlı yıkanma halindedir. Çok sık olmasa da gözyaşı miktarı azaldığında göz yeterince ıslanamaz ve kuru göz hastalığı, yani göz kuruluğu hastalığı meydana gelir.
Gözlerimiz, her kırpışımızda gözyaşı adı verilen sıvı ile kaplanır. Bu yapı gözün temizlenmesini ve kaygan bir zemine sahip olmasını sağlar.
Gözyaşı vücudumuzda doğal olarak iki yolla sentezlenir. Bunlardan ilki ağlama eylemi esnasında üretilmesidir. Diğeri ise gözün korunmasına dayalı olarak üretilmesi durumudur.
Göze yabancı bir cisim değmesi, kirpik batması, uyku, soğuk hava ile direkt temas bu sentez yöntemine örnektir. Ancak bazı insanların gözleri gözyaşı salgılamazlar. Bu durumda da göz kuruması hastalığı ortaya çıkar.
Göz kuruluğu hastalığı belirtileri nelerdir?
- Gözde devamlı olarak yanma ve batma hissiyatı
- Kontakt lens kullanırken rahatsızlık hissi
- Aşırı yaşarma,
- Gözde devamlı yorgunluk hissi
- Gözde ve çevresinde devamlı kızarıklık
- Göz içerisinde ve çevresinde mukus iplikleri bulunması
Yukarına sıraladığımız belirtilerden birkaç tanesini aynı zaman diliminde yaşıyorsanız doktora gidip bir göz kuruluğu testi yaptırmanız gerekebilir.
Göz kuruluğuna ne iyi gelir?
İnsanlarda biyolojik olarak yaşlanma sürecinde gözyaşı üretimi azalır. Bu durum normaldir. Yaşlı erkek ve kadınlarda görülebileceği gibi kuru göz hastalığı genç bireylerde de görülebilir.
Gözlerimizin besin kaynağı olan A vitamini eksikliği sonrasında kuru göz hastalığı görülmektedir. Bazı ilaçlar ve bazı romatizma türleri gözyaşı üretimini kısıtlayabilirler.
Gözyaşı üretimine etkide bulunan ilaçların yanlarında hastanın göz sağlığı için göz damlaları verilmektedir.
Kuru göz hastalığının tedavi yöntemleri neledir?
İlk tedavi yöntemi; olmayan gözyaşını yerine koymayı amaçlar. Kimyasal olarak gözyaşına çok benzeyen suni gözyaşı damlaları ile kaybedilen salgı yerine konulabilir.
Gözyaşı damlarının kullanım sıklığı ve çeşitleri için doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.
İkinci öngörülen tedavi yöntemi; mevcut gözyaşını korumaktır. Ağlarken burnumuzun akması gözyaşının bazı kanallarla bir kısmının burna aktarılmasından kaynaklanmaktadır. Bu kanalların kalıcı veya geçici olarak tıkanması soruna uzun vadeli çözüm getirecektir.
Üçüncü yöntem ise en yaygın olarak tercih edilen nemli ortamlarda bulunmaktır. Odanın ortasına buharlaşma yapımı sağlayan bir alet ya da benzeri şeyler koymak ortamı nemlendirir. Dolayısıyla gözlerimizde nemlenir. Bu sayede gözlerimiz kuru kalmamış olur.