Günümüzde sağlık hizmetlerinin kalitesini artırabilmek için sağlık profesyonellerinin, hizmet verdikleri toplumların kültürel dinamiklerini anlamaları büyük bir önem taşımaktadır. Bir toplumun sağlık anlayışı ve buna yaklaşım biçimi, sadece biyolojik faktörlerle değil, aynı zamanda kültürel değerlerle de şekillenmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarının, farklı kültürel kökenlere sahip bireylerin sağlık ihtiyaçlarını ve davranışlarını doğru bir şekilde değerlendirmeleri ve anlamaya çalışmaları gerekmektedir. Transkültürel hemşirelik, bu bağlamda kültürel farklılıkları göz önünde bulundurarak etkili ve duyarlı bakım sağlamayı hedefleyen bir yaklaşımdır.

Transkültürel Hemşirelik Nedir?
Transkültürel hemşirelik, farklı kültürlerden gelen bireylerin sağlık ihtiyaçlarını anlayarak onlara uygun bakım sağlamayı amaçlayan bir hemşirelik bakım modelidir. Madeleine Leininger, transkültürel hemşirelik bakım modelinin öncüsü ve bu alanın kurucusudur. Leininger’a göre, kültür, bireylerin sağlık algısını, davranışlarını ve tedaviye yaklaşımını doğrudan etkileyen temel bir faktördür. Transkültürel hemşirelik, kültürel çeşitliliği ve evrenselliği göz önünde bulundurarak, her bireyi kendi kültürel değerleri ve inançları içinde değerlendirip ona göre bir bakım planı oluşturur.
Transkültürel Hemşirelik Modelleri
Birçok farklı transkültürel hemşirelik modeli geliştirilmiştir. Bu modeller, sağlık hizmetleri sunarken kültürel farkındalığı artırmak ve kültürler arası bakımın etkinliğini sağlamak amacı taşır. Öne çıkan bazı modeller şunlardır:
- Madeleine Leininger - Kültürel Bakım (da) Farklılık(lık) ve Evrensellik
Leininger, kültürler arası sağlık bakımında benzerlikler ve farklılıklar üzerinde durarak evrensel sağlık değerlerini vurgular. Bu model, hemşirelerin bireylerin kültürel kimliklerini ve sağlık anlayışlarını anlamalarına yardımcı olur.- Giger ve Davidhizars – Transkültürel Değerlendirme Modeli
Bu model, kültürel farklıkların sağlık hizmetlerine etkisini anlamaya yönelik bir değerlendirme aracıdır. Hemşirelerin, bireylerin kültürel yapılarını doğru bir şekilde analiz etmeleri sağlanır.- Purnell – Kültürel Yeterlilik Modeli
Purnell, sağlık hizmeti sağlayıcılarının kültürel yeterliliklerini artırmalarına odaklanarak, her bireye uygun bakım sunulabilmesi için gerekli bilgilerin kazanılmasını savunur.- Campinha-Bacote – Kültürel Yetenek Modeli
Bu model, kültürel yeterliliği bir süreç olarak ele alır ve hemşirelerin kültürel farkındalıklarını sürekli olarak geliştirerek hasta bakımında daha etkili olmalarını sağlar.- Papadopoulos – Kültürel Yetenek Modeli
Leininger Modelinin Temel Kavramları
Leininger’ın modelinde birkaç temel kavram yer alır:
- Transkültürel Hemşirelik: Kültürel çeşitliliklerin ve farklılıkların sağlık bakımı üzerindeki etkilerini anlamak ve bunları göz önünde bulundurmak.
- Kültürel İçerikli Bakım: Hemşirelerin, sağlık bakımı sunarken, kültürel değerleri ve inançları dikkate alarak hizmet sağlaması.
- Kültürel Olarak Eşsiz Birey: Her bireyin, kendine özgü kültürel geçmişi ve değerleri vardır.
- Kültürel Olarak Duyarlı Çevre: Sağlık hizmetlerinin, farklı kültürel gruplara uygun olarak düzenlenmesi ve çevrenin kültürel açıdan duyarlı hale getirilmesi.
Hemşirenin Karşılaşabileceği Kültürel Çatışma Türleri
Kültürel farklar, sağlık hizmetlerinde çeşitli çatışmalara yol açabilir. Hemşireler, bu çatışmaları yönetmek ve çözmek için belirli becerilere sahip olmalıdır. Hemşirenin karşılaşabileceği bazı kültürel çatışma türleri şunlardır:
- Etnosentrizm (Kültür Bencilliği): Kişinin kendi kültürünü diğer kültürlere üstün tutmasıdır. Bu durum, kültürel farkların anlaşılmasında engel oluşturabilir.
- Stereotip: Kültürel farklılıkların göz ardı edilerek, tüm bireylerin aynı şekilde değerlendirildiği bir yaklaşımdır. Bu, hemşirenin, her bireyi kendi kültürel özellikleri içinde değerlendirmesinin önüne geçer.
- Kültürel Körlük: Bireylerin kültürel farklılıklarının göz ardı edilmesidir. Hemşire, kültürel çeşitliliği fark etmeden, tek tip bir yaklaşım benimseyebilir.
- Kültürel Empoze: Hemşirenin, kendi kültürel normlarına ya da sağlık kurumunun normlarına uymasını beklemesidir.
Transkültürel Hemşirelikte Kültürün Rolü
Kültür, sağlık hizmetlerinde önemli bir etkendir. Hemşireler, hastaların geçmiş yaşantıları, inançları, değerleri ve davranışları hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu bilgi, bireylerin sağlık hizmetlerine nasıl yaklaştığını anlamalarına ve onlara daha uygun bir bakım sunmalarına yardımcı olur.
Ayrıca, hemşirelerin kültürel farkındalıklarını artırarak, sağlık bakımında sosyal adaletin sağlanması gerektiği unutulmamalıdır. Hemşirelerin, farklı kültürlere ait bilgileri öğrenmesi ve kültürler arası farklılıkları zenginlik olarak görmeleri, sağlık hizmetlerinin etkinliğini artıracaktır.
Hemşirelerin Kültürel Olarak Duyarlı ve Yeterli Bakım Verebilmesi İçin Gerekenler
- Kültürel Farklılıkların Farkında Olmak: Hemşire, hastanın kültürel geçmişine saygı göstermeli ve sağlık davranışlarındaki farklılıkları anlamalıdır.
- Bireyin Kültürüne Uygun Çalışmaya İstekli Olmak: Hemşire, hastanın kültürel yapısını göz önünde bulundurarak çalışmaya istekli olmalıdır.
- Kendi Kültürel Özelliklerinin Farkında Olmak: Hemşire, kendi kültürel normlarını ve çalışma kültürünü tanımalıdır.
- Bireyi Kültürel Değerleri İçinde Değerlendirmek: Her birey, kendi kültürel değerleri içinde değerlendirilmelidir.
- İyi Bir İletişim Kurmak: Hemşire, hasta ile empatik bir iletişim kurmalı, iyi bir dinleyici ve sentezleyici olmalıdır.
Transkültürel hemşirelik, kültürel çeşitliliği dikkate alarak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmaya yönelik önemli bir yaklaşımdır. Hemşireler, bu model doğrultusunda kültürel farkındalıklarını geliştirerek, her birey için en uygun bakımı sağlayabilirler. Kültürel farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesi ve bu farkların sağlık hizmetlerinde etkin bir şekilde kullanılabilmesi, sağlıklı bir toplum için büyük önem taşır.
Hemsire.Com | Hemşirelik Akademisi