Stres, organizmanın, içeriden ya da dışarıdan gelecek uyaranlara karşı homeostazisi koruma adına verdiği tepkileri içerir. Organizma da bu adaptasyon tepkileri oluşturan durumlara da stresör denir.Stres, yaşamın bir parçası olup, evrensel bir deneyimdir.Organizmanın karşılaştığı her türlü tehlikeye karşı verdiği yanıt, organizma için hayati önem taşır.
Üzücü olaylardan sıyrılmış, sadece mutlu ve olumlu olaylarla dolu bir yaşam pek mümkün değildir.
Stres Sırasında Ortaya Çıkan Fizyolojik Tepkiler
- Solunum sıklaşır.
- Kalp atışları hızlanır, kan basıncı artar.
- Kandaki alyuvar sayısı artar.
- Depolanmış şeker ve yağlar hızlı bir şekilde kana karışır.
- Kanın pıhtılaşma özelliği artar.
- Kas gerginliği artar. Göz bebekleri büyür.
- Duyu organlarının duyarlılığı artar.
***Fizyolojik tepkiler stresin türüne göre değişiklik göstermez!!
Fizyolojik tepkiler yanında psikolojik, sosyal, çevresel, gelişimsel, manevi ya da kültürel tepkiler de gelişebilir.
Stres her zaman kötü bir durum olarak tanınmamaktadır. Selye’ ye göre terfi etmek, evlenmek gibi insanların ulaşmak istedikleri amaçlar ile ilgili olaylar eustress, ölüm, işsizlik, kayıplar gibi durumların yol açtığı olayları da dystress olarak tanımlamıştır.
Olumlu stresler insanı güdüleyici rol oynarken, olumsuz stresler de ruhsal ve bedensel açıdan zararlı sonuçlar doğurur.
Genel olarak stresörler iç ve dış stresörler olarak 2’ye ayrılır.
İç stresörler; bireyin içinde (korku, suçluluk hissi vb.)
Dış stresörler ise; bireyin dışında (aile ve sosyal rolde değişim, eşin baskısı vb.) gelişen stresörlerdir.
Fizyolojik stresörler; Özel ve genel etkiye sahiptir. Özel etki, bedenin normal yapı ve fonksiyonundaki değişimlerdir. Genel etki ise; strese verilen yanıttır. Beslenme bozuklukları, immün sistem bozuklukları, hipoksi, enfeksiyon ajanları vb. başlıca fizyolojik stresörlerdir.
Psikososyal stresörler; Gerçek ya da algısal tehditleri kapsar. Kazalar, kazalar da hayatta kalanlar , aile üyelerinin ve arkadaşlarının stres deneyimleri, gelişimsel dönem stresörleri, depremler, savaş, teknolojik hızlı değişimlerin olması.
Stres kaynaklarını sınıflandırırsak;
- Bireysel stres kaynakları
- Örgütsel stres kaynakları
Bireysel Stres Kaynakları
Bireysel stres kaynakları daha çok bireyin bedensel, psikolojik ve kişisel durumlarıyla ilgili olmaktadır. İnsanların kişiliklerini ortaya çıkaran huyları, mizaçları, karakter ve yetenekleri stres kaynakları olmaktadır. Dolayısıyla stres kaynağı bizzat bireyin kendi kişiliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin kendisi ile ilgili stres kaynakları, onun fizyolojik veya biyolojik özelikleri ile ilgili olmaktadır.
Bireysel Stres Kaynakları
Günlük yaşantı içerisindeki acelecilik, sürekli hareket, hızlı kentleşme, kalabalıklar potansiyel bir stres kaynağıdır. Çeşitli nedenlerden ötürü bir kentten başka bir kente taşınma da strese neden olabilir. Eşler arası geçimsizlik yine stres faktörü olabiliyor.
Örgütsel Stres Kaynakları
Örgüt içerisinde yaşantısını sürdüren birey, örgütün çeşitli özelliklerinden kaynaklanan bir takım olay ya da davranışlara maruz kalır. Örgüt içi yapısal faktörler, politikalar, örgütsel süreçler ya da çalışma koşulları strese neden olabileceği gibi, bu tür etkenlerin zamanla değişmesi de strese kaynaklık edebilir.
Gelişimsel stres durumları; doğumdan ölüme kadar yaşanılan tüm aşamalardaki değişimlerdir. Örn;
- Yenidoğanın diğerlerine güvenmeyi öğrenmesi
- Yeni yürümeye başlayan çocuğun barsak kontrolünü öğrenmesi
- Okul çağındaki çocuğun yaşıtları ile sosyalleşmesi vb.
Durumsal stres durumları; önceden tahmin edilemez ve herhangi bir zamanda meydana gelebilir. Örn;
- Hastalıklar ve kazalar
- Kayıp
- İş kaybı vb.
Alıntı: Ögr. Gör. Özlem SARAK